Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13343 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21224 - Esas Yıl 2012
Tebliğname No : 11 - 2010/342757MAHKEMESİ : Manisa 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 28/06/2010NUMARASI : 2010/441 (E) ve 2010/430 (K)Suç : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanığın peşin satış yapmasına rağmen vadeli yapmış gibi göstermek için sahte satış sözleşmesi ve bonolar düzenlemesi karşısında, sahtecilik suçundan zamanaşımı süresi içerisinde kamu davası açılması mümkün görülmüştür.Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır. Somut olayda; katılan M. Dayanıklı Tüketim Malları Ticaret A.Ş.'de pazarlama elamanı olarak çalışan sanığın, iki adet temizlik robotunu tanıklar Mustafa ve Nurettin'e peşin olarak satmasına rağmen taksitli satmış gibi sahte satış sözleşmesi ve sahte bonolar düzenleyerek nakit olarak aldığı parayı kullandığı, yine iki adet temizlik robotunu da hiç satmadığı halde tanıklar Serkan ve Erdoğan'a satmış gibi sahte satış sözleşmesi ve sahte bonolar düzenlediği sabit olmakla hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak ;1)Sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda katılan şirkete karşı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu birden fazla kez işlemesine rağmen hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini2)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E. 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 120 gün olarak tayin edilmesi,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.