Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13260 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20690 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2010/236927MAHKEMESİ : İzmir(Kapatılan) 28. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 05/10/2009NUMARASI : 2008/300 (E) ve 2009/699 (K)Suç : Hırsızlık (değişen suç vasfı nedeniyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma)Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.1-Şikayetçinin aracını Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesinde korsan otoparkçılık yapan sanığa park etmesi için anahtarı ile birlikte verdiği, sanığın aracı alarak kaçtığı, iki gün sonra Turgutlu Manisa yol kavşağında Jandarma görevlileri tarafından bulunduğu olayda, sanığın yasal şartlara uygun açılmış bir otopark işletmesinde çalışmadığı bu nedenle sanıkla şikayetçi arasında hizmet ilişkisi kurulmadığı, sanığın eyleminin güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan hüküm kurulması, 2-Kabule görede;5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğun, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar, üstsoyu ile diğer kişiler yönünden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar sürmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.