Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13258 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20719 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanıkların, otobüs durağında araç beklemekte olan katılana kendilerini baba oğul olarak tanıtıp, Numune Hastanesi'ne gitmek istediklerini bildirip, tarif etmesini istedikleri, katılanın yaptığı tarife göre hareket eden sanıkların kısa mesafe gittikten sonra geri gelerek "o tarafa gidiyorsan seni de alalım" diyerek katılanı araçlarına aldıkları ve havaalanına gitmekte olduklarını, burada birilerine yardım etmek istediklerini, ancak yanlarında Türk parası bulunmadığını, ellerinde geçerli ve değerli yabancı para bulunduğunu ve Türk parasıyla değiştirmek istediklerini söyleyip ikna ederek 600 TL değerinde olduğunu bildirdikleri, tedavülden kalkmış Brezilya parasını katılana vererek karşılığında 400 TL para aldıkları, sonrasında katılanı araçtan indirdikleri, araçtan inen katılanın, sanıkların araçlarının kağıt ile kapalı olmasından şüphelenerek parayı kontrol ettirdiğinde değersiz olduğunu anladığı somut olayda, dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiş, sanık hakkında; 5237 sayılı TCK'nın 157/1 maddesi gereğince hüküm kurulurken, hapis cezası ile birlikte adli para cezasına da karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sadece hapis cezasına hükmedilmesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanıkların savunmalarının alınması için görevlendirilen tercüman bilirkişiye ödenen 400 TL ücretin, 5271 sayılı CMK’nın 324/5. maddesi uyarınca yargılama giderinden sayılamayacağı ve bu giderin Devlet Hazinesince karşılanacağı gözetilmeden, sanıklara yükletilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından yargılama ücretiyle ilgili paragraf çıkartılarak yerine "Yargılama boyunca yapılan 5 yazışma masrafı 7.50 TL, 3 davetiye masrafı 13.50 TL, Toplam 21.00 TL giderin sanık ...'dan 10.50 TL, sanık ...'dan 10.50 TL olarak alınmasına" paragrafı eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.