Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13242 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22272 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü; Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Ticarî faaliyeti meslek olarak icra eden kişilerin, güvenilirliğini sağlamak amacıyla, bu suçun, tacir (kişisel olarak ticaretle uğraşan kimseler) veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticarî faaliyetleri sırasında işlenmesi, TCK'nın 158/1-h bendinde nitelikli hâl kabul edilmiştir. Bu kavramlar Türk Ticaret Kanunun ilgili hükümlerine göre belirlenecektir.Türk Ticaret Kanunu Madde 14'te, tacir;"(1) Kişisel durumları ya da yaptığı işlerin niteliği nedeniyle yahut meslek ve görevleri dolayısıyla, kanundan veya bir yargı kararından doğan bir yasağa aykırı bir şekilde ya da başka bir kişinin veya resmî bir makamın iznine gerek olmasına rağmen izin veya onay almadan bir ticari işletmeyi işleten kişi de tacir sayılır. “denilmektedir.Ticaret şirketleri, aynı yasanın madde 124'te;”(1)Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir.(2) Bu Kanunda, kollektif ile komandit şirket şahıs; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılır” şeklinde tanımlanmıştır.Kooperatif yöneticilerinin, kooperatifin faaliyeti kapsamında, dolandırıcılık suçunu işlemeleri de nitelikli hâl, kabul edilmiştir. Üye sayısı dolmasına rağmen, üyeliğe kabulün devamından bahsederek üye kayıt edilmiş gibi kişinin parasının alınması bu suç tipine örnek gösterilebilir. Kooperatif yöneticilerinin kimler olduğu 1163 sayılı Kooperatifler kanunun 55 ve devamı maddelerinde tanımlanmıştır. Madde 55 - Yönetim Kurulu, kanun ve anasözleşme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetini yöneten ve onu temsil eden icra organıdır. Yönetim Kurulu en az üç üyeden kurulur. Bunların ve yedeklerinin kooperatif ortağı olmaları şarttır. Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen tüzel kişiler, temsilcilerinin isimlerini kooperatife bildirir.Bu suçun oluşabilmesi için, tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin dolandırıcılık suçunu ticari faaliyetleri sırasında işlemiş olmaları gerekir. Keza, kooperatif yöneticilerinin bu nitelikli halden cezalandırılabilmeleri için suçun kooperatifin faaliyeti kapsamında, işlenmesi gereklidir. Bu suçun faili tacir veya şirket yöneticisi yada şirket adına hareket eden kişi yada kooperatif yöneticisi olabilir.Sanığın inşaat müteahhitliği ve taahhüt işleri nedeniyle şahıs şirketi olarak ....Ticaret Siciline kayıtlı olduğu, .... ilçesinde inşaat mühendisliği yaptığı, sanığın ....ilçesi ... Mahallesi ... ada 4 nolu parsel, 2556 ada 2 nolu parsel ile 2592 ada 3 nolu parseller üzerinde apartman dairesi inşaatına başladığı, inşaatın henüz temel aşamasında iken şikayetçilerden....'ya 2592 ada 3 nolu parselde yapacağı apartmanda 3 nolu daireyi 27.03.2007 tarihli sözleşme ile 2008 şubat ayında teslim edilecek şekilde sözleşme yaparak, şikayetçiden 60.000 TL alarak sattığı, aynı şekilde 2566 ada 2 nolu parselde yaptığı apartman inşaatının A blok 1.kat 3 nolu daireyi 18.12.2006 tarihli sözleşme ile 50.000 TL'ye şikayetçi ...'e satışı hususunda sözleşme yaparak 40.000 TL peşin para aldığı, sanığın ... mahallesi 2592 ada 9 nolu parselde yaptığı inşaatın 4.kat 9 numaralı daireyi 21.11.2005 tarihli satış sözleşmesi ile katılan ...'a 50.000 TL bedelle sattığı, katılanın dairenin satış bedelini 21.11.2005-22.12.2007 tarihine kadar çeşitli miktarda taksitler halinde ödeyerek toplam 41.000 TL ödeme yaptığı, katılan tapusunu istediğinde, sanığın daireyi başkasına satması nedeniyle tapunun başkası adına çıktığı, bu şekilde sanığın inşaat halinde şikayetçiler ve katılana daire satışı yapıp, parasını aldığı halde daha sonra söz konusu daireleri tapuda kat irtifakı yapılırken önce kendi üzerine yaptığı, daha sonra da katılan ve şikayetçiler dışında başka kişilere tapuda satış ve devrini yaptığı, bu şekilde daireleri teslim etmediği gibi ....'u terk ederek paraları iade etmediği iddia olunan olayda;1-Sanık hakkında şikayetçiler ... ve ....'ya yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararlarının temyiz incelemesinde; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 2-Sanık hakkında katılan ...'a yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararlarının temyiz incelemesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Mahkemece sanığın, katılana daire satışına ilişkin olarak bir miktar parayı peşin aldıktan sonra katılandan kalan parayı 22.11.2005-22.10.2007 tarihleri arasında değişik tarihde değişik miktarda paraları alması suretiyle eyleminin teselsül ettiği kabul olunmuş ise de, sanık ve katılanın daire satışı ile ilgili olarak yaptıkları sözleşmede 50.000 TL olarak daire fiyatını belirlemeleri, katılan tarafından yapılan ödemelerin daire bedeli taksitleri olduğu anlaşılmakla, baştan belirlenen haksız menfaati elde etmek için sanığın katılandan değişik zamanlarda birden fazla kez para almasının zincirleme suç koşullarını oluşturmayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 03/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.