Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13239 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20760 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2010/331404MAHKEMESİ : Bakırköy 24. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 11/12/2009NUMARASI : 2008/35 (E) ve 2009/901 (K)Suç : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi,failin kendisine verilen malı,veriliş gayesinin dışında,zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi,değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Sanığın, tekstil işiyle uğraşan müştekiden ütülenip geri verilmek üzere aldığı 10.000 adet kazağın 6200 tanesini ütüleyip verdiği, ancak geri kalan 3800 adedini vermeyerek başka kişilere sattığı, bu şekilde sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanık savunması, müşteki ifadesi, olay tutanağı ve tüm dosya kapsamına göre suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;1- Sanığın,16/06/2009 tarihli oturumdaki ifadesinde, müşteki ile aralarında olan borç ve alacaklarını hallettiklerini belirtmesi, müştekinin hüküm tarihinden sonra verdiği 17.12.2009 havale tarihli dilekçesinde, sanık tarafından tüm zararlarının karşılandığını ve şikayetçi olmadığını beyan etmesi karşısında, müştekinin duruşmaya çağrılarak sanık tarafından zararın tamamen veya kısmen giderilip giderilmediği, giderilmiş ise hangi tarihte giderildiği, kısmi ödeme varsa; 5237 sayılı TCK’nın 168/4. maddesi kapsamında, bu kısmi ödemeye rızası olup olmadığının sorularak, sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168/2. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,2-Sanık hakkında belirlenen gün adli para cezasının, para cezasına çevrilmesi sırasında uygulanan yasa maddesinin gösterilmemesi suretiyle, CMK'nın 232/6. maddesine aykırılık oluşturulması,3-Sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyet hükmü kurulduğu halde gerekçeli karar başlığında suçun “müflisin emniyeti suistimali” olarak gösterilmesi,4-5237 sayılı TCK'nın 52/4, 5275 sayılı Kanunun 109 ve bu maddeye dayanılarak düzenlenen Ceza ve Güvenlik tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Tüzüğün 51.maddelerine aykırı olarak sanığın aleyhine olacak ve infazı kısıtlar şekilde kısa süreli hapis cezasından çevrilen adli para cezasının hükmün kesinleşmesinden itibaren taksite bağlanmasına karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.