MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Beraat, mahkûmiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi,kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.5237 sayılı TCK'nın 158/1-j bendinde,dolandırıcılık suçunun,Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, işlenmesi ,nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için,Kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın,sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa, dolandırıcılıktan bahsedilemez,şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir. Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır.5411 sayılı “Bankacılık Kanununun 3. maddesinde banka,48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı,kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Fiil,sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler,bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır. Kredi kurumu banka olmamasına karşın faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır. Bu itibarla böyle bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi hâlinde koşulları varsa,basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır. Me – .... Üretim ve Pazarlama Temizlik Sağlık Gıda Turizm İnşaat ve Taahhüt İşleri Limited Şirketi'nin yetkilisi olan sanık ...'ın, mağdur ... ... Şubesinden kullanmış olduğu krediye karşılık teminat olarak 4.11.2007 tanzim, 28.2.2008 vade tarihli, 5.500 TL meblağlı, borçlusu katılan ..., alacaklısı ...Araçları Üretim Pazarlama Limited Şirketi olan sahte olarak tanzim ettiği senedi verdiği, akabinde sanığın kredi borcunu ödememesi üzerine mağdur banka tarafından suça konu senede bağlı olarak katılan aleyhine icra takibinde bulunulduğu, katılanın imza itirazında bulunması üzerine durumun anlaşıldığı, bu şekilde sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda, suça konu senedin önceden doğmuş kredi borcu karşılığı bankaya verilmiş olması karşısında mahkemenin sanığa atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı gerekçesine dayanan beraat kararı ile sanık savunması, katılan ifadesi, bilirkişi raporu, icra takibi ve tüm dosya kapsamına göre resmi belgede sahtecilik suçunun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkumiyet kararında bir isabetsizlik bulunmamıştır.1-Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 2- Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;a-Sanığın resmi belgede sahtecilik eylemine ilişkin, sabıkasına esas teşkil eden 3167 sayılı Kanunun 16/1 ve 16/3. maddeleri uyarınca mahkûmiyetine ilişkin kararın 03.02.2012 tarihinde Resmi Gazete yayınlanıp aynı tarihte yürürlüğe giren 6273 sayılı Çek Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve değişiklik hükümleri de gözetilerek infaz ve silinme koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmak suretiyle sonucuna göre, CMK'nın 231.maddesinin uygulanması yönünden yeniden takdir ve değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,b-5237 sayılı TCK'nın 53/3. maddesi uyarınca hapis cezası ertelenen sanık hakkında, aynı yasanın 53/1-c maddesinde düzenlenen hak yoksunluğunun kendi alt soyundaki kişiler yönünden uygulanamayacağının gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.