Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13148 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21620 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : Beraat, mahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Katılanın oğlunu tanıyan ve kendisini ....olarak tanıtan temyiz dışı ...’ın, katılana evlenmesi hususunda yardımcı olacağı bir kadın getireceğini söyleyerek irtibat kurduğu, suç tarihinde yanında sanık ...’in yönetimindeki araçla ve kimliği tespit edilemeyen iki bayanla birlikte ...'ne gittikleri, kimliği tespit edilemeyen ancak kendi aralarındaki konuşmada adını... olarak belirttikleri bir kadın ile katılanı evlendireceklerini söyleyerek katılandan düğün hazırlığı yapmasını ve altın almasını istedikleri, bu kapsamda katılanın, sanık ... ile yanındakilerini ... ilçe merkezinde bulunan ... kuyumculuk isimli işyerine götürdüğü, buradan 4 bilezik, 1 adet nişan yüzüğü, 1 çift küpe ile başka bir işyerinden 700-800 TL değerinde giyim eşyası aldıkları, daha sonra katılanın sahibi olduğu Madenli beldesindeki çay fabrikasına gitmek istediklerini söyledikleri, burayı gördükten sonra tekrar ilçe merkezine döndüklerinde iğne yaptıracaklarını söyleyen kadınların yanlarından ayrıldıkları, daha sonra katılanı ... Emniyet Müdürlüğü karşısındaki işyerine bırakacaklarını söyledikleri halde bırakmayarak araçla yola devam edip, ... sahil yoluna çıkarak... istikametine doğru gittikleri, ...'yi geçtikten sonra, İkizdere yol ayrımında önce İkizdere istikametine doğru döndükleri, bir süre bu şekilde gittikten sonra geriye dönüp, tekrar ... sahil yoluna çıkarak... istikametine doğru gittikleri ve ... ilçesinde katılanı araçtan indirerek kaçtıkları,....'ne gittiklerinde akaryakıt aldıkları petrol istasyonunun güvenlik kamerası görüntülerinden faydalanılarak sanık ...’a ulaşıldığının iddia edildiği olayda; 1-Sanık ... hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,2-Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan beraat hükümlerine yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanıklar müdafiinin temyizinin beraat hükümlerine ilişkin olmayıp, yalnızca vekâlet ücretine yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede;1136 sayılı Kanun'un 168. maddesi ile hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/5. maddesi gereğince, beraat eden ve kendisini vekille temsil ettiren sanıklar lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılması gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına "Sanıkların kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 1.000,00 TL vekâlet ücretinin hazineden alınarak sanıklara verilmesi" bendinin eklenmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.