Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13125 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20879 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır. Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır. Bilişim sisteminden maksat,verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır. Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için,dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların,ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.Açık kimlik bilgileri bilinmeyen ... isimli kişinin, bir kahvehanede sanık ... ile tanıştığı, ...'nın, annesi....'un öldüğünü, bankada çekmediği parasının olduğunu, bu parayı çekmek için yaşlı bir kadına ihtiyacı olduğunu, mahkeme yoluyla paranın istenmesi halinde bunun uzun sürebileceğini belirttiği, bunun üzerine sanık ....'ın, ... ile birlikte sanık ...'in yanına geldiği, durumun sanık ...'e de anlatıldığı, ....'in böyle bir kadın tanımadığını ve kendilerine yardımcı olamayacağını söylediği, bu sırada konuşmaları duyan ve sanık ...'in yanında çalışan sanık ...'ın, eğer sorunlu bir şey değilse, annesinin yaşlı olduğunu ve yardımcı olabileceğini söylediği, ...'nın, sanık ...'dan annesinin fotoğrafını istediği ve herkesin sanık ...'in işyerinden ayrıldığı, daha sonra sanıklar .... ve ...'nın bir araya geldikleri, ...'nın, sanık ...'ın annesi temyiz dışı...'nın fotoğrafının bulunduğu ... adına düzenlenen sahte nüfus cüzdanını sanık ...'a verdiği, temyiz dışı...'ya da, kendisini ... olarak tanıtmasının istendiği, sanık ... ve...'nın bankaya girdikleri, sanık ... ve ...'nın ise banka dışında bekledikleri, sanıklar tarafından, bankadan paranın tamamının çekilmesi ve hesabın kapatılmasının istendiği, yapılan incelemede, nüfus cüzdanındaki doğum yerinin farklı olduğu tespit edilince işlem yapılamadığı, sanıkların bu durumu düzelterek tekrar bankaya geldikleri, bu kez yapılan incelemede, söz konusu kimliğin sahte olduğunun belirlendiği, durumun kolluğa haber verildiği, sanık ... ve...'nın bankada, sanık ...'ın ise banka dışında yakalandığı, kimliği tespit edilemeyen bir kişinin de kaçtığı, söz konusu kimliğin tamamen sahte olarak üretildiği ve aldatma kabiliyetinin bulunduğunun belirlendiği, böylece sanıkların eylem ve fikir birliği içinde hareket ederek sahte nüfus cüzdanı oluşturup bankaya müracaat etmek suretiyle, bir başkasına ait hesaptaki parayı çekmeye teşebbüs ettikleri, böylece resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda,1-Sanık ... ve ... hakkında verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz incelemesinde;Sanık, müşteki ve tanık beyanları, ekspertiz raporu, banka kayıtları ile tüm dosya kapsamına göre, suçların sanıklar tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,2-Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz incelemesinde;... isimli kişinin, bankadan para çekmek için yaşlı bir kadın aradığını sanık ...'a ilettiği, sanık ...'ın da, ... isimli kişi ile birlikte, daha önce tanıdığı sanık ...'in işyerine geldikleri, durumu bir kez de sanık ...'e ilettikleri, sanık ...'in, kendilerine yardımcı olamayacağını söylediği, bu arada orda çalışan ve söylenenleri duyan sanık ...'ın, yardımcı olabileceğini söyledikten sonra sanık ... ve ...'nın, sanık ...'e ait işyerinden ayrıldıkları, bu ilk görüşmeden sonra sanık ...'in, diğer sanıklarla hiç görüşmediği, daha sonra sanık ...'ın, diğer sanıklarla buluştuğu, sanıklar ... ve...'ın, sanık ...'in kendilerine iştirak ettiği veya yardım ettiğine dair beyanlarının bulunmadığı, sanık ...'in de aşamalarda değişmeyen bütün ifadelerinde suçlamaları kabul etmeyerek diğer sanıklarla hiçbir irtibatının bulunmadığını belirttiği dikkate alınarak, sahte nüfus cüzdanının hazırlanması ve bankadan para çekilmeye teşebbüs edilmesi ile ilgili olarak sanık ...'in diğer sanıklarla birlikte hareket ettiğine dair bir iddia bulunmadığı gibi bu hususta sanığın mahkumiyetine yeter kesin ve inandırıcı deliller bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanığın, 5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince her iki suçtan beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.