Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13103 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21983 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;Failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Somut olayda; sanık ... ile haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen ... ile ...'in, evlenmek amacı ile eş aradığını bildikleri mağdur ...’i dolandırmak amacı ile önce mağdurun kardeşi olan ... ile temasa geçtikleri, tanık....'ye ağabeyine evlenmesi için eş bulduklarını söyledikleri, tanığın daveti üzerine 15/06/2007 tarihinde ...’in evine gittikleri, burada bulunan mağdur ... ile ...’nün evlenme hususunda anlaştıkları, ...'nün mağdura, 2.000 TL borcu olduğunu, bunu ödediği taktirde kendisi ile evlenebileceğini söylemesi üzerine mağdurun, 2.000 TL'yi sanık ...'e verdiği, sanık ... ile ....'nın parayı aldıktan sonra evden ayrıldıkları, ....’nün ise tanığın evinde kaldığı, ertesi gün mağdur, kardeşi ... ve ...’nün birlikte alışverişe çıktıkları, tanık ...’nin, ...'nün hareketlerinden şüphelenmesi üzerine, ...’den kimliğini istediği, ancak ...’nün kimliğini vermek istemediği ve tartışma çıkararak mağdur ile kardeşinin yanından uzaklaşarak gittiği, daha sonra şikayet üzerine otobüs garajında polis ekiplerince yakalandığı anlaşılmakla, eylemin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanık hakkında tayin olunan 5 gün adli para cezasından 5237 sayılı TCK'nın 168/1. maddesi gereğince 2/3 oranında indirim yapılırken hesap hatası sonucu “1 gün” yerine “3 gün” adli para cezasına hükmedilmesi suretiyle fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "3 gün" ve "60 TL" adli para cezası terimlerinin tamamen çıkarılarak, yerlerine sırasıyla "1 gün" ve "20 TL" adli para cezası ibarelerinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.