Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13052 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21609 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2010/259591MAHKEMESİ : Mersin 2. Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 03/05/2010NUMARASI : 2010/165 (E) ve 2010/702 (K)Suç : Güveni kötüye kulanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi,failin kendisine verilen malı,veriliş gayesinin dışında,zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi,değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Sanığın, daha önce ev arayan katılan ve ailesine yardımcı olduktan sonra katılanı ziyaret için evine geldiği, katılanın, bir sucu lazım olduğunu söylediği, sanığın, kendisinin tanıdığı bir sucu olduğunu, fakat şarjının bittiğini söyleyerek, söylediği kişiyi aramak için katılanın telefonunu istediği, şarjı taktıktan sonra evden çıkan sanığın, yarım saat sonra geleceğini söylemesine rağmen, dışarda eşiyle tartışıp telefonu yere atarak kırdığını iddia ederek telefonu katılana iade etmediği, böylece sanığın güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, zilyetliğin devrinin söz konusu olmaması karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12/06/2012 tarih ve 2011/15-440 esas. 2012/229 sayılı kararı gereğince; eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 141/1 maddesinde öngörülen hırsızlık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Asliye Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 02/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.