Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13040 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22012 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSUÇ : Güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkûmiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Sanık ve temyiz dışı arkadaşı ....'in, 08/09/2009 tarihinde üç günlüğüne.... plaka sayı aracı kiraladıkları, sanığın, süre bitiminde üç gün daha uzatılmasını istediği, katılanın bunu kabul etmesine rağmen sanığın aracı getirmediği gibi kira bedelini de katılana ödemediği, yapılan araştırmalar sırasında sanığın 20/10/2009 tarihinde yakalandığı, böylece sanığın kendisine teslim edilen malı süresi içinde iade etmeyerek güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanık ve katılan beyanları, kira sözleşmesi ve yakalama tutanağı ile tüm dosya kapsamına göre, suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, o yer Cumhuriyet savcısının ve sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesi uygulanırken, en ağır hükümlülük olan Bergama Ağır Ceza Mahkemesi'nin 18/09/1995 kesinleşme tarihli ve 1996/78 Esas, 1996/132 Karar sayılı ilamıyla verilen 15 yıl 2 ay 7 gün hapis cezasına dair ilamının tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmeden, 4 yıl 2 ay hapis cezası öngören olan Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2006/334 Esas, 2007/65 Karar sayılı ilamının esas alınması,2-Mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirinin ne şekilde uygulanacağı, süresi ve bu konuda karar verecek merci 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 108. maddesinde düzenlenmiş olup aynı maddenin 5. fıkrası ile de tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde koşullu salıverilmeye ilişkin hükümlerin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu nedenlerle denetimli serbestlik tedbirinin süresinin infaz aşamasında 5275 sayılı Kanun hükümleri uyarınca tayin ve tespiti gerektiği gözetilmeden, infazı kısıtlar biçimde 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK 'nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hüküm fıkrasından, sanık hakkında TCK'nın 58/6. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkarılarak yerine "Bergama Ağır Ceza Mahkemesi'nin 18/09/1995 kesinleşme tarihli ve 1996/78 Esas, 1996/132 Karar sayılı ilamıyla verilen 15 yıl 2 ay 7 gün hapis cezasına dair ilamı ile mükerrir olan sanık hakkında, hükmedilen cezanın TCK'nın 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,” ibaresinin eklenmesi suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.