Tebliğname No : 11 - 2010/111320MAHKEMESİ : Bursa 4. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 06/10/2009NUMARASI : 2009/278 (E) ve 2009/281 (K)SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikDosya incelenerek gereği düşünüldü;H.. T..'nin, gerekçeli karar başlığında "müşteki" olarak gösterilen taraf sıfatının "katılan" olarak mahallince düzeltilmesi mümkün görülmüştür.Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır. Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.Sanığın, katılan H.. T..'ye ait olup iş yerinden çalınan, .. Bankası Uzunçarşı şubesine ait 8..6 nolu, keşide yeri Bursa, keşide tarihi 10/09/2005 olan 5.000 TL bedelli, ... Ayakkabı A. . D.. lehine keşide edilmiş çeki ciro ederek, satın aldığı iki adet inek karşılığında mağdur İ.. Y..'a verdiği iddiasıyla yapılan yargılama sonucunda;1- Katılan H.. T..'nin, borcuna karşılık A.D..'e vermek üzere suça konu çekin ön yüzündeki yazı ve rakamları doldurduğunu, ancak çeki imzalamadan iş yerinde bulunan çekmecesine koyduğunu, iş yerinde meydana gelen hırsızlık sonucu bu çek ile birlikte 3 adet daha çek yaprağının çalındığını beyan etmesi, iş yerinde meydana gelen hırsızlık olayı ile ilgili müracaatı üzerine yürütülen bir soruşturma bulunduğunun anlaşılması, lehine çek keşide ediledn ve aynı çekte birinci ciranta olarak görünen A. D..'in soruşturma aşamasında alınan beyanında, katılanaın suça konu çeki kendisine teslim etmediğini, çekteki ciro ve imzanın da kendisine ait olmadığını, sanığı tanımadığını ifade etmesi, kriminalistik uzmanı bilirkişiden alınan 02/02/2009 tarihli bilirkişi raporunda; suça konu çekin ön yüzündeki keşideci imzası ile katılan H.. T..'nin mevcut örnek imzaları arasında farklılıklar müşahede edilmiş olup, söz konusu keşideci imzasının H.. T..'nin elinden çıkmadığının, çekin ön yüzündeki "BURSA", "5.000", "BİLGİ AYAKKABI A. MENAF DEVRİM", "BEŞBİN" yazı ve rakamların H.. T..'nin eli mahsulü olduklarının, birinci cirantayı belirten "...Ayakkabı A. . De.." yazıları ve bir adet imzanın A.D..'in eli mahsulü olmadığının, İkinci ve dördüncü cirantacı olarak sanık İ.. D.. adına yazılı "İ.. D.." ibareleri ve imzaların sanığın elinden çıktığının belirlenmesi, sanığın savunmalarında, suça konu çeki, arkadaşı olan H. K.. aracılığıyla 1,5 ton bakır sattığı Y.. B.. tarafından kendisine verildiğini, çekin sağlam olduğunu bankadan öğrenince çaki aldığını ve sonrasında satın aldığı iki adet inek karşılığında İ.. Y..'a ciro ederek verdiğini beyan etmesi, ancak belirtilen adreste yapılan araştırmada, Y. B.. isimli bir şahsın bulunmadığının ve çevrede de bu şahsı tanıyan ve bilenin olmadığının tespit edilmesi, sanığın bu şahısla ticari ilişkisini ispata yarar belge sunamadığı gibi, çeki kendisine veren şahsın açık kimlik bilgilerini de veremediğinin anlaşılması karşısında; sanığın atılı dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçeyle yazılı şekilde beraatına hükmedilmesi,2- Resmi belgede sahtecilik suçunda, aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri mahkemeye ait olup, çekin unsurlarının tespiti gerektiği hususu da göz önüne alınarak, suça konu çek aslının celbi sağlanıp incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde dosya içine konulması ile toplanan tüm deliller bir bütün halinde değerlendirildikten sonra, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.