Tebliğname No : 11 - 2010/118857MAHKEMESİ : Isparta Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 03/11/2009NUMARASI : 2009/35 (E) ve 2009/232 (K)Suç : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp,yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.Sanığın, katılandan satın aldığı elma karşılığında, suça konu 120.750 TL'lik hamiline çek verdiği, ödemeyi elma kasalarını iade ettikten sonra yapacağını söylediği, söz verdiği tarihte katılana elma kasalarını iade etmediği, elmaların parasını da ödemediği, verdiği çekte de ödemeden men yasağı olduğunun anlaşıldığı, somut olayda; 1-Suça konu çeklerin sahteliği hususunda araştırma yapılmadığı, resmi belgede sahtecilik suçu yönünden de suç duyurusunda bulunulduğu anlaşılmakla, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması bakımından resmi belgede sahtecilik suçundan yapılan suç duyurusu ile ilgili açılan dosyanın getirtilip incelenerek, karar verilmişse kesinleşip kesinleşmediği araştırılıp, kesin hükümle sonuçlanmış olması durumunda hükme esas alınmak üzere kesinleşme şerhli onaylı bir örneğinin dosya arasına alınması, dava derdest ise bu dosya ile birleştirilmesi ve suça konu çeklerin ne şekilde sahte olduğunun belirlenmesi, hesap sahibi olan şirket yetkilisi araştırılarak tanık olarak ifadesine başvurulup, çekin ne şekilde elinden çıktığının sorulması, gerektiğinde sanık ve şirket yetkilisinin yazı ve imza örnekleri alınarak, çekteki yazı ve imzaların bu kişilere ait olup olmadığı ve çekin sahte olarak düzenlenip düzenlenmediğinin kesin olarak belirlenmesi için çek aslı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-TCK 158/1-son maddesindeki adli para cezasının suçtan elde edilen menfeatin iki katından az olamayacağı hükmüne aykırı davranılarak temel gün para cezasının 20.000 TL karşılığı 1.000 gün olarak eksik belirlenmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi gözetilerek ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine, 26.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.