Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12915 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20635 - Esas Yıl 2012
Tebliğname No : 11 - 2010/114923MAHKEMESİ : Gaziantep 9. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 28/07/2009NUMARASI : 2008/1154 (E) ve 2009/1161 (K)SUÇ : Dolandırıcılık (Değişen suç vasfıyla hırsızlık)Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;Failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden almak, hırsızlık suçunun temel şeklidir. Taşınır malın alınmasının suç oluşturabilmesi için, zilyedinin rızasının bulunmaması gerekir.Sanığın emlakçılık yapan müştekinin bürosuna giderek eşine ev alacağını söylediği, müştekinin gösterdiği evlerden birini beğendiğini ve almak istediğini belirtmesi üzerine müştekinin söz konusu evin sahibini telefonla arayarak sanıkla görüştürdüğü, sanığın ev sahibine evi satın alacağını söylediği, ardından müştekiye yanında para olmadığını, kaparo parasını vermek için avukat olan amcasının oğlunun bürosuna gitmeleri gerektiğini belirterek, müşteki ile birlikte Milli Egemenlik Bulvarına gittikleri, burada bir apartmanın önünde duran sanığın cep telefonunu evde unuttuğunu söyleyip telefon açmak için müştekiden telefonunu istediği, müştekinin vermiş olduğu Nokia 6300 marka cep telefonunu alarak apartmanın içerisine girdikten sonra, binanın arka kapısından çıkarak uzaklaştığı somut olayda; sanığın olayın başından beri dolandırıcılık kastı ile hareket edip hileli hareketlerle müştekiyi hataya düşürüp, haksız menfaati temin etmelsi, telefonun mağdurun rızası hilafına değil, hile kullanılarak alınması karşısında, eylemin dolandırıcılık suçunu oluşturacağı gözetilmeden, hatalı değerlendirme ile hırsızlık suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,Kabule göre;1-5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,2-Dosya içerisindeki adli sicil kaydına göre tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK' nın 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.