Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12791 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20267 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 15 - 2011/276642MAHKEMESİ : Antalya 6. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 23/06/2011NUMARASI : 2008/828 (E) ve 2011/503 (K)Suç : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Şikayetçinin, seyahat acentesi şirketinin yetkilisi olduğu, şirkete 08/04/2005 tarihinde rezervasyoncu olarak Rusca bilen sanığın işe girdiği, sanığın 11/08/2007 tarihine kadar şirkette çalıştığı, Rus Tur Operatörleri ile rezervasyon alanında tek başına ilgilendiği, çalışmış olduğu dönemde yaptığı işlemler sonucunda kendisinin yararına olarak şirketi 131.688,30 TL zarara uğrattığı, sanığın bu eylemiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;1-Sanığın, 5237 sayılı TCK'nın 43/1 maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanun'un aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek haksız menfaat temin etmiş olması karşısında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayini,2-Kabule göre de; 5237 Sayılı TCK’nın 53/4. maddesi gereğince, kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı aynı Kanunun 53/1 maddesi maddesinde gösterilen hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.