Tebliğname No : 4 - 2012/57408MAHKEMESİ : Bakırköy 18. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 18/10/2011NUMARASI : 2010/180 (E) ve 2011/458 (K)SUÇ : Mala zarar verme, yaralama, hakaretDosya incelenerek gereği düşünüldü;A-Sanıklar hakkında mala zarar verme ve sanık F. K.. hakkında yaralama suçlarından verilen hükümlere yönelik temyiz incelemesinde; Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Sanıklardan S.. T..'ın katılana ait kırtasiye dükkanında çalışırken aralarındaki bir tartışma nedeniyle işten ayrıldığı, sonrasında katılana hakaret ve tehdit içerikli mesajlar çektikten bir buçuk saat sonra sanıkların birlikte katılana ait dükkana giderek görgü tespit tutanağına göre dükkanın ortasındaki rafın tahta kısmını kırdıkları, kitap rafındaki kitapları ve kartpostalları yere döktükleri ve katılanı basit tıbbı müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladıkları, iddia olunan olayda; sanık Ferhat’ın mala zarar verme ve yaralama eylemine katıldığı yönünde delil bulunmadığından beraatine, sanıklar Servet ve Abdurrahim hakkında mala zarar verme suçundan mahkumiyetlerine yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, B- Sanık S.. T.. hakkında hakaret suçundan verilen hükme yönelik temyiz incelemesinde; Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek yada yakıştırmalarda bulunmak yada sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur. İsnadın ispatın konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek; isnat, mağdurun onur şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, onur ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır. Hakaretin kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amaçlı belli bir siyasi kanaatin isnat edilmesi hâlinde de suç oluşacaktır. Bir kişiye yönelik sözlerin veya yapılan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, topluma hâkim olan anlayışlar, örf ve adetler göz önünde bulundurulmalıdır.Suçun alenen işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Aleniyet, belirsiz sayıda kişilerin hakaret oluşturan sözü duymalarına olanak sağlamak suretiyle suçun işlenmesini ifade eder. Failin, hakaret oluşturan sözün duyulması olanağını yaratmış olması yeterlidir. Söylenen sözün fiilen duyulmuş olup olmaması önemli değildir.Sanıklardan S.. T..'ın katılan ile yaptığı tartışma sonrası işten ayrıldığı, bir süre sonra sanık Servet'in katılana " Ben orda mahalleliden utandım şerefsiz ama sende utanma yok ki orda bana bağırdın artık her yerde karşına çıkacağım dikkat et bu lafları sana yalatacağım", "o söylediğin lafları sana iade ediyorum götveren de sensin ben sırf yaşın büyük diye sana bir şey yapmadım efendi olduk yaranamadık oraya bir kamyon adam dökerim seni mahvederim okumuşsun ama adam olamamışsın" şeklinde hakaret içeren mesajlar çektiği olayda, hakaret suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hükümde, TCK'nın 125. maddesi yerine 106/1. maddesi yazılmak suretiyle uygulama maddesinin yanlış gösterilmesi,2-Sanığın adli sicil kaydına göre daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmadığı ve hakaret suçu yönünden maddi bir zarardan da söz edilemeyeceği ve sanık hakkında TCK’nın 51. maddesinin uygulanması sırasında sanığın suç işlemekten çekineceği hususunda yeterli kanata varıldığının mahkemece kabul edilmesi karşısında, “takdiren” denilmek suretiyle çelişkiye düşülmek suretiyle yasal olmayan gerekçeyle sanık hakkında 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.