Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12306 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19304 - Esas Yıl 2012
Tebliğname No : 11 - 2010/280325MAHKEMESİ : Kuşadası 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 18/12/2009NUMARASI : 2008/373 (E) ve 2009/613 (K)Suç : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır.Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Oto kiralama işi ile uğraşan müşteki Ali’ye kendisini S.. O.. olarak tanıtan sanığın, araç kiralamak istediğini söylemesi üzerine, müştekinin kendisinde araç olmaması üzerine katılan Ahmet'den ..plakalı aracı ödünç alarak, sanığın çalıştığını söylediği adreste bulunan kuaför dükkanına götürdüğü, burada S.. O.. adına iki günlük araç kiralama sözleşmesi düzenledikleri, sanığın üzerinde kendi fotoğrafı bulunan S.. O..’a ait 17.08.1993 tarihli sürücü belgesini ibraz ettiği, bunun üzerine müşteki Ali ve yanında bulunan arkadaşı tanık Emre’nin aracı sanığa teslim ederek olay yerinden ayrıldıkları, ancak aracı kiralayan sanığın aracı geri getirmediği gibi ortadan kaybolduğunun iddia ve kabul olunması karşısında, eylemin 5237 sayılı TCK'nın 158/1-d maddesinde tarifini bulan “Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle” nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesi'ne ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine, 18.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.