Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12279 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19192 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2010/323127MAHKEMESİ : Orhangazi Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 01/04/2010NUMARASI : 2010/45 (E) ve 2010/132 (K)Suç : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.Somut olayda; katılana ait akaryakıt istasyonunda tanker şoförü olarak çalışan sanığın, katılana ait tankerle İzmit iline giderek akaryakıt aldığı, dönüş yolunda akaryakıtın bir kısmını sattığı sabit olmakla hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Bozma üzerine yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Sanığın bozma sonrası 03.03.2010 tarihli ifadesinde; katılanın zararını kısmen giderdiğini, parça parça ödeme yaptığını beyan etmesi karşısında, katılandan bu husus sorularak kısmi ödemede bulunması durumunda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızası olup olmadığı belirlendikten sonra sonucuna göre TCK'nın 168/2-4. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması zorunluluğu,2-Hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK'nın 53/3. maddesine aykırı olacak şekilde aynı maddenin birinci fıkrasındaki c bendinde düzenlenen hak yoksunluğuna karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.