Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12242 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19129 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 6 - 2010/123740MAHKEMESİ : Mersin 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 14/12/2009NUMARASI : 2007/164 (E) ve 2009/1684 (K)Suç : Güveni kötüye kullanma Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden almak, hırsızlık suçunun temel şeklidir. Taşınır malın alınmasının suç oluşturabilmesi için, zilyedinin rızasının bulunmaması gerekir.Sanık Murat'ın daha önceden tanıdığı olan şikayetçi Murat'tan cep telefonunu görüşme yapıp iade etmek üzere aldığı, ancak telefonu geri iade etmediği gibi 270 TL'ye beraat eden diğer sanık Süleyman'a sattığı ve bu şekilde güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda;Sanığın, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Oluşa ve dosya kapsamına göre sanığın, kullandıktan sonra iade etmek üzere şikayetçiden kısa bir süre için aldığı cep telefonunu iade etmediği anlaşılmakla; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12/06/2012 tarih ve 2011/15-440 esas, 2012/229 sayılı kararında da belirtildiği üzere, eylemin 5237 sayılı TCK'nın 141/1. maddesinde öngörülen hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun nitelendirilmesinde hata yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine 18.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.