Tebliğname No : 11 - 2010/266072MAHKEMESİ : Uşak 1.Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 12/03/2010NUMARASI : 2008/340 (E) ve 2010/181 (K)Suç : Bedelsiz senedi kullanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Bedelsiz senedi kullanma suçunun oluşabilmesi için; sanığın elinde borçlusunca bedelinin tamamı ya da kısmen ödenmiş bir senet olmalı ve bunu kısmen veya tamamen ödenmemiş gibi tahsile sokması veya bir başkasına devretmesi gerekmektedir. Borcun bir bölümü ödenmiş ve geri kalan miktar için elinde tuttuğu senedi, tümü veya kalandan fazla miktarı için kullanan sanığın fiili de bedelsiz senedi kullanma suçunu oluşturacaktır.Aralarındaki hukuki ilişkiye istinaden suça konu senedi sanığa veren katılanın borcunu haricen ödemesine rağmen, sanığın bu senede ilişkin icra takibi başlatarak bedelsiz senedi kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanığın aşamalardaki tüm savunmalarında, şikâyetçiden 15.000 TL’lik alacağına karşılık senet aldığını, ancak şikâyetçinin kendisine herhangi bir ödemede bulunmadığını, 3.186 TL’yi tanığa ödediğine dair bir bilgisinin bulunmadığını belirterek suçlamaları kabul etmemesi, tanık S.. A..’ın da sanığın yanında çalıştığı dönemde söz konusu yazıyı kendisinin yazdığını, ancak bu belgenin suça konu senetle bir ilgisinin bulunmadığını beyan etmesi karşısında, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 24.03.1989 gün ve 1998/1-1989/2 Karar sayılı içtihadında da açıklandığı üzere, senedin bedelsiz kaldığının ya da anlaşmaya aykırı kullanıldığının yazılı delille ispatlanmasının zorunlu olmasına rağmen, katılanın borcunu ödediğine dair ibraz ettiği belgenin içeriğinden paranın hangi borca karşılık verildiğinin anlaşılamaması nedeniyle, paranın başka bir hukuki ilişki nedeniyle verilmiş olmasının imkân dâhilinde olması ve tanık tarafından alındığı iddia olunan paranın sanığa verilip verilmediğinin sabit olmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gözetilmeden, beraatı yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.