Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11956 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19469 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2010/310328MAHKEMESİ : Kadıköy 6. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 15/07/2010NUMARASI : 2010/49 (E) ve 2010/1079 (K)Suç : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi,failin kendisine verilen malı,veriliş gayesinin dışında,zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi,değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Sanığın, katılanın sahibi olduğu elektrik malzemeleri satan firmada satış elemanı olarak çalıştığı ve malları belirlenen müşterilere satarak faturalarını ve ücretlerini katılana vermesi gerektiği, ancak, sanığın katılanın müşterilerine satış yapmadığı halde yapmış gibi fatura düzenleyerek söz konusu malları başka şahıslara satıp parasını elden peşin olarak aldığı ve aldığı parayı katılana vermeyerek kendisine mal edindiği, bu şekilde katılanı 19.463 TL zarara uğrattığı, sonrasında katılan tarafından kendisine satış yapması için verilen ve içerisinde yine katılana ait malların bulunduğu aracı, katılanın şirketinin önüne boş bir vaziyette bırakarak ortadan kaybolduğu, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanığın alınan savunmasında üzerine atılı suçu kabul etmemesi ve sattığı mallar karşılığı aldığı parayı katılana verdiğini beyan etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması bakımından, öncelikle katılanın işyerinde bulunan ve sanığına teslim edilen ya da sanık tarafından teslim alınan mallarla ilgili fatura, irsaliye, sevk irsaliyesi ve taşıma belgeleri ile sanığın ürünleri satımına ilişkin katılana verdiği iddia edilen faturaların tamamının getirilmesi, bu belgelerin uzman bilirkişiye tevdii ile sanığın katılanı zarara uğratıp uğratmadığının tespiti ile sanığın satış yapması gereken katılana ait müşterilerin kimler olduğunun belirlenmesi ve olaya ilişkin beyanlarının alınmasından sonra, sonucuna göre sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması,Kabule göre de,Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.