Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1190 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 25954 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta ara?? olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için,bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.Galericilik yapan sanık ..'in ...plaka sayılı otobüsü tanık...'e sattığı, tanık ...'in ihaleye girebilmek için otobüsün satışını istediğinde sanık ...in süre istediği, ihale günü yaklaştığında tekrar sanık ...i aradığında sanığın satışa ilişkin vekaleti veremeyeceğini belirtmesi üzerine, aracı sanık ...e iade ettiği, aynı gün şikayetçi ...nın aracı sanık ...ten alarak ... ilçesine geldiği, 11/04/2008 tarihinde şikayetçi ..'nın, araçla trafikte seyir halindeyken jandarma tarafından yapılan kontrollerde muayene süresinin geçmesi nedeniyle trafikten men edildiği, şikayetçinin aracı otoparktan çıkartabilmek için sanık ...'ten ruhsat sahibi olarak görünen mağdur ...'tan vekalet almasını istediği, sanık ..'in vekalet vermeye yanaşmaması üzerine durumdan şüphelenen şikayetçi ... ile jandarma personelinin aracın ruhsat bilgileri ile motor ve şase numarasının karşılaştırdıkları ve söz konusu araç üzerindeki motor numarasının çalıntı kaydı bulunan ... plakalı araca ait olduğunun anlaşıldığı, böylece sanığın, sahte ruhsat ve plakalı aracı şikayetçi ...'ya satmak suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda;1-Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,2-Dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;Trafik Tescil Müdürlüğü'nün maddi varlığı olan motor ve şasi numarasının yazııl olduğu metal belge ile ruhsatın sahte olarak kullanılması karşısında, eylemin 5237 sayılı TCK'nın 158/1-d maddesinde düzenlenen kamu kurumunun araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında hataya düşülerek basit dolandırıcılık suçunun hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 26.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.