Tebliğname No : 11 - 2010/208623MAHKEMESİ : Bursa 4. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 25/02/2010NUMARASI : 2009/128 (E) ve 2010/29 (K)SUÇ : Nitelikli dolandırcılık, resmi belgede sahtecilikDosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanığın yokluğunda verilen gerekçeli kararın 24.12.2009 tarihli sorgusunda hazır bulunan müdafiiye tebliğ olunmaması nedeniyle müdafiinin 14.04.2010 havale tarihli dilekçesiyle vaki temyizinin öğrenme üzerine süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi,kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de;“Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de,birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının,özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin,kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır. Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü,yeni ticari ilişkiler,internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerekiş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle,klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için,dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.Gemlik Vergi Dairesi'nin...1593 no'lu vergi mükellefi "İlker Zeytincilik" ünvanı ile faaliyet gösteren katılanın işyerine 2006 yılı Şubat ayı içerisinde gelen Alemdar Vergi Dairesi...744 nolu (İzmit) mükellefi olan sanığın, 17/04/2006 tarihli olarak kesilen faturaya konu zeytini satın alıp karşılığında aslına nazaran sahte üretilmiş olduğu bildirilen Alternatifbank-Gebze şubesi nezdinde hesabı bulunan Y.. Teknik...Ltd'ye ait görünen 30/04/2006 keşide tarihli 9.250 TL bedelli .. seri nolu "hamiline" keşide edilmiş çek yaprağını üçüncü ciranta olarak imzalayıp vermesi 01/05/2006 tarihinde ibraz edildiği (ciranta Alta..Ltd. tarafından) Denizbank-Zincirlikuyu şubesi tarafından sahte olduğu gerekçesiyle el konulması, bu suretle haksız yarar sağlanması eylemlerinin "nitelikli dolandırıcılık"; "resmi belgede sahtecilik" suçlarını oluşturduğu iddia edilen somut olayda;Sanığın aşamalarda değişmez savunma anlatımlarında; suça konu (aslı 2.300 TL bedelli) çek yaprağını peynir sattığı S.. K.. adlı şahıstan aldığını, Trabzon'lu olduğu ve .. nolu telefonları kullandığını bildiğini, bu kişinin 13/04/2007 tarihli ifade tarihine nazaran 10-15 gün önce Buca cezaevinden tahliye olduğunu öğrendiğini, üçüncü cironun kendisine ait bulunduğunu, kendisinin de vergi mükellefi olarak faaliyet gösterdiğini ve katılan ile alışverişi sırasında irtibat telefonlarını verdiğini hatta referans olarak F.. İ..ı (amca oğlunu) gösterip kartvizitini verdiğini savunması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenebilmesi amacına yönelik olarak resen araştırma ilkesi de nazara alınarak; sanık tarafından ismi verilen S.. K.. adlı kişinin kimlik bilgilerinin bu kişi tarafından kullanıldığı bildirilen ..ve .. no'lu telefon abonelik sözleşmeleri istenerek, Buca cezaevinden 13/04/2007 tarihine "yakın tarihlerde" bu isimde bir kişinin tahliye edilip edilmediği sorularak belirlenmeye çalışılması varsa bu kişiye peynir satışını gösterir belge sunmasının sanıktan istenmesi, çek yaprağında 1. ve 2. ciranta olarak görünen kişilerin kimliklerinin belirlenmeye çalışılması, suça konu çek aslının 2.300 TL bedelli olduğu bilgisi bulunmakla bu çekin keşideci Yurt ...Ltd. yetkilileri tarafından hangi gerçek veya tüzel kişiye düzenlendiğinin öğrenilmeye çalışılması, çekteki yazı, rakam, imzaların karşılaştırmaya esas örneklerinin temin edilip sanığa ait olup olmadığının uzman bilirkişiden alınacak raporla belirlenmesi, şikayetçinin 02/07/2009 tarihli duruşmadaki beyanında adını vermediği sanığı getiren esnaf komşusunun kim olduğunun belirlenip iddia ve savunmalar doğrultusunda tanık sıfatıyla dinlenmesi toplanan delillerin birlikte incelenerek sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturmayla yazılı şekilde kararlar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.