Tebliğname No : 2 - 2012/38251MAHKEMESİ : Malatya Çocuk MahkemesiTARİHİ : 21/07/2011NUMARASI : 2011/177 (E) ve 2011/316 (K)Suç : Mala zarar verme, hakaretDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu; başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek yada yakıştırmalarda bulunmak yada sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur. İsnadın ispatın konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek; isnat, mağdurun onur şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, onur ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır. Hakaretin kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amaçlı belli bir siyasi kanaatin isnat edilmesi hâlinde de suç oluşacaktır. Bir kişiye yönelik sözlerin veya yapılan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, topluma hâkim olan anlayışlar, örf ve adetler göz önünde bulundurulmalıdır.Suçun alenen işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Aleniyet, belirsiz sayıda kişilerin hakaret oluşturan sözü duymalarına olanak sağlamak suretiyle suçun işlenmesini ifade eder. Failin, hakaret oluşturan sözün duyulması olanağını yaratmış olması yeterlidir. Söylenen sözün fiilen duyulmuş olup olmaması önemli değildir.Somut olayda; suça sürüklenen çocuğun, katılanlar Ü.. S.. ve Ö.. A..'ün görev yaptıkları Kubilay Lisesi'nin bahçe duvarına ve kapısına beyaz sprey boya ile “Ümmü or..., "özlem akyüz a..k..." şeklinde yazılar yazarak katılanlara hakaret ettiği, yine yazılan bu yazılar nedeniyle kamu malı olan okul duvarına ve kapısına zarar verdiği bu şekilde hakaret ve kamu malına zarar verme suçlarını işlediğine yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Hükmün gerekçe kısmında 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinin uygulanmama nedeninin "suça sürüklenen çocuğun zararı gidermemesi ve suç işleme konusundaki eğilimi" şeklinde gösterilmesi karşısında tebliğnemedeki 2 ve 3 numaralı görüşlere iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuğun yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak,1) Sanığın katılan Ü.. S..'a yönelik hakaret suçundan; hakaret niteliğindeki yazıları değişik zamanlarda değil aynı zamanda işlediğinin anlaşılması karşısında, TCK'nın 43/1. maddesinde düzenlenen zincirleme suç koşullarının oluşmadığı gözetilmeden sanık hakkında fazla ceza belirlenmesi, 2) Suç tarihinde 18 yaşından küçük olup, daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olan suça sürüklenen çocuk hakkında verilen kısa süreli hapis cezalarının, 5237 sayılı TCK'nın 50/3. maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuğun temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 11/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.