MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : TCK'nın 157/1, 168/2, 62, 53/1, 63 maddeleri gereğince mahkumiyetSanığın dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanığın, telefon numarasını ele geçirerek aradığı katılana uygun güvenlik işi olduğunu, üniforma almak için 1500 TL para gerektiğini söylediği, tarafların aynı gün buluştukları, sanığın önce üniforma parası olarak katılanın yanında getirdiği 1000 Euro'yu aldığı, yine bu paranın yetmeyeceğini söyleyerek kredi kartından 200 TL daha çektirerek kendisine vermesini sağladığı, ardından katılanın hastaneden sağlık raporu alması için hastaneye gitmesini kendisini orada beklemesini söyleyip ortadan kaybolduğu, sanığın bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;Katılanın, sanığa farklı zamanlarda iki kez para vermesi karşısında sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın alt sınırdan uzaklaşılarak hüküm kurulduğuna ve erteleme hükümlerinin uygulanmadığına ilişkin ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince hak yoksunluğuna hükmedilmesi,Sanık hakkında belirlenen temel gün adli para cezasının, para cezasına çevrilmesi sırasında uygulama maddesi olan TCK'nın 52/2. maddesi gösterilmeyerek, 5271 sayılı CMK'nın 232/6. maddesine aykırılık oluşturulması,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususlarda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasından, 5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin c bendinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK'nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın (c) bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" ibaresinin eklenmesi ve hükmün ilgili kısmına “TCK'nın 52/2.maddesi" ibaresinin yazılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.