Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11592 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18244 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2010/283161MAHKEMESİ : Gaziantep 4. Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 23/02/2010NUMARASI : 2009/280 (E) ve 2010/101 (K)Suç : Bedelsiz senedi kullanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Kamu davasına katılma istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeyen şikâyetçi vekilinin hükmü temyiz etme yetkisinin bulunduğu belirlenip, 5271 sayılı CMK'nın 237/2. ve 238. maddeleri uyarınca davaya katılmasına, katılan vekilinin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede,Bedelsiz senedi kullanma suçunun oluşabilmesi için;sanığın elinde borçlusunca bedelinin tamamı yada kısmen ödenmiş bir senet olmalı ve bunu kısmen veya tamamen ödenmemiş gibi tahsile sokması veya bir başkasına devretmesi gerekmektedir.Borcun bir bölümü ödenmiş ve geri kalan miktar için elinde tuttuğu senedi, tümü veya kalandan fazla miktarı için kullanan sanığın fiili de bedelsiz senedi kullanma suçunu oluşturacaktır.1-Katılanın 18/03/2004 tarihinde sanığın sahibi olduğu şirkette işe başlarken boş olarak imzalayıp verdiği teminat senedinin katılanın işten ayrılması sırasında kendisine iade edilmesi gerekirken iade edilmeyip sanık tarafından üçüncü bir şahsa ciro etmeksizin verildiği ve sonrasında senedin veriliş amacına aykırı olarak doldurup icra takibine koyduğu somut olayda eylemin açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,2-Kabule göre de;Sanık hakkında bedelsiz senedi kullanma suçundan mahkumiyet hükmü kurulurken, TCK'nın 156/1. maddesi uyarınca, hapis cezası ile birlikte adli para cezası da verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 3-5237 sayılı TCK’nın 53/4. maddesine göre kısa süreli hapis cezaları ertelenen sanıklar hakkında aynı maddenin 1. fıkrasının uygulanamayacağı, somut olayda sanık hakkında hükmedilen 1 yıl 15 gün hapis cezasının TCK’nın 49/2. maddesi gereğince kısa süreli olmadığı, bu nedenle 53. maddenin 3. fıkrasına göre, mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında aynı kanun maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde belirtilen kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin uygulanamayacağı ve (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğun uygulanmamasına mahkemece karar verilebileceğinin anlaşılması karşısında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışında kalan ve TCK’nın 53/1. maddesinde belirtilen hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekiliyle sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.