Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11573 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1693 - Esas Yıl 2014
Tebliğname No : 15 - 2012/223140MAHKEMESİ : Milas 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 20/12/2011NUMARASI : 2011/436 (E) ve 2011/777 (K)Suç : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;O yer Cumhuriyet savcısının, 20/12/2011 tarihinde verilen hükmü, 1412 sayılı CMUK'nın 310/3. maddesinde belirtilen bir aylık yasal süre içerisinde 19/01/2012 tarihinde temyiz etmesi karşısında, tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmeyerek yapılan incelemede;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Sanığın cep telefonundan müştekiyi arayarak kendisini Diyarbakır ilinde görevli başkomiser olarak tanıtıp, müştekinin telefonunun başka amaçlarla kullanıldığını söyleyip kendisine yardımcı olacağını beyan ederek müştekiden kontör yüklemesini istemesi üzerine müştekinin de sanığın istediği kontörleri yüklediği olayda; sanığın savunmasında müştekiyi tanımadığını, kendisini telefonla hiç aramadığını beyan etmesine rağmen, dosyada mevcut Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının 10/12/2007 tarihli yazısı ve ekindeki telefon kayıtları itibariyle, sanık adına kayıtlı olan .. numaralı telefondan müşteki tarafından kullanılan .. numaralı telefonun suç tarihi olan 26/06/2007 tarihinde arandığı ve 5204 saniye görüşme yapıldığının bildirilmesi karşısında, gerçeğin şüpheye yer vermeyecek şekilde ortaya çıkartılması bakımından, sanık adına kayıtlı olduğu belirtilen .. numaralı telefonuna ilişkin abonelik şözleşmesi ve eklerinin getirtilerek incelenmesi, gerekli görülmesi halinde sözleşmedeki imzanın sanığa ait olup olmadığına yönelik bilirkişi raporu alınması sonucuna göre sanığı hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.