Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11561 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18940 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2010/238911MAHKEMESİ : İzmir 2. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 23/11/2009NUMARASI : 2009/146 (E) ve 2009/332 (K)Suç : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği,fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın 2007 yılı Ağustos ayı içinde katılan Ü.. Ç..'e kendisini Cumhuriyet savcısı olarak tanıttığı ve katılanın İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı İnfaz Bürosu'nun 2007/ 2-2927 sırasında kayıtlı adli para cezası ile ilgili ilamatına ilişkin olarak yardımcı olabileceğini belirtip 150TL lik para cezasını 50 YTL si de vergi ve harçlara ait olduğunu belirtmek sureti ile 200TL para aldığı ve bu paranın 150 YTL sini 27.08.2007 tarihinde birinci taksit olarak ilgili ilama ilişkin ödediği, bu olaydan sonra katılanın İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı infaz bürosunun 20072-2927 ilamat sayılı ilamı sebebi ile 25.12.2007 tarihinde yakalandığı, bunun üzerine katılanın eşi olan mağdurun sanığı aradığı ve katılanın yakalandığını söylediği, sanığın da eşini bu cezadan kurtarmak amacıyla 300TL paraya ihtiyaç olduğunu belirttiği, sanık ile mağdurunİzmir Adliyesinde buluşmak üzere sözleştikleri, mağdurun adliye'ye gelerek önce adliye karakoluna gidip sanıktan şikayetçi olduğu ve mağdurun sanığa vereceği paraların seri numarası alındıktan sonra mağdur ile sanığın adliye içindeki kafede buluştukları mağdurun sanığa ilgili 300TL yi verdiği esnada polislerin gelerek sanığı yakaladıkları iddia edilen somut olayda; aksi ispatlanamayan sanık beyanına göre para cezası bulunan sanıktan cezanın ilk taksiti olan 150TL nin dışında para alınmadığı, alınan 150TL nin de vergi dairesine para borcunun ilk taksidi olarak yatırılması, sanığın ikinci defa mağdurdan aldığı ve hemen ardından kolluk güçlerince elinden alındığı 300 TL'yi uhdesinde kullanarak menfaat temin edeceği yönünde ve katılanın eşi olan mağdurun beyanları da dikkate alındığında sanığın kendisini savcı olarak tanıttığı yönünde soyut iddia haricinde delil bulunmadığı, mağdura yardım ettiği anlaşılan sanığa beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 10/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.