Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11555 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18380 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2010/219163MAHKEMESİ : Mersin 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 10/12/2009NUMARASI : 2008/769 (E) ve 2009/1033 (K)Suç : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;1-Sanık M.. M.. hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükmün temyiz itirazlarının incelenmesinde,5271 sayılı CMK'nın 231.maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" ilişkin karara karşı aynı kanunun 231/12.maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından 5271 sayılı CMK'nın 264.maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuran sanığın haklarını ortadan kaldırmayacağından temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması için, dosyanın incelenmeksizin iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE,2-Sanık M.. N.. H.. ve sanık S.. Ç.. hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükümlerin temyiz itirazlarının incelenmesinde,Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanık S.. Ç..'ın şikayetçi D.. K..'dan 400.000 TL'ye dükkan satın almak için anlaştığı, 14.000 TL kapora dışında tapu dairesinde peşin ödeneceği vaat edilen paranın ödenmediği, gayrimenkulü S.. Ç..'ın pazarlık ederek aldığı, verdiği senette kefil olarak Y.. A..' a imza attırdığı ancak gayrimenkulü tapuda sanık Mehmet Nizamettin Hancıoğlu adına kayıt ettirdiği, daha sonrada taşınmazı sanık M.. M.. adına tapuda devir ettiği, sanıkların önceden anlaşarak gelir düzeylerine göre satın almaları mümkün olmayan bir taşınmazı katılanı aldatıp ödeme gücü varmış gibi davranan sanık Süleyman aracılığıyla almak suretiyle dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia edilen olayda; katılan D.. K..’ın ifadesinde, sanıkların kendilerini dürüst insan olduğuna inandırdıklarını, çok lüks bir görüntü çizdiklerini, lüks araçlarının olduğunu, özel şoförleri, sekreterleri bulunduğunu, kendisini götürdüklerini yeri 1.600.000 TL.ye aldıklarını söyleyip ortak etmek istedikleri ancak sonradan araçların kiralık olduğunu öğrendiği, yaşlandığı için çalıştırdığı atölyeyi satmak istediğini sanık Süleyman’a 400.000 TL ye atölyenin satışı hususunda anlaştıklarını, bunun üzerine tapu dairesine S.. Ç.. ve Y.. A.. ile beraber gittikleri, sanık M.. N.. H.. ile tapu dairesinde karşılaşıp tanıştığını, Süleyman'ın M..N..den kaynı olarak bahsettiğini, gayrimenkulü M.. N.. adına kayıt ettireceğini belirtip parayı ise kendisinin ödeyeceğini söylediğini, ayrıca 14.000 TL. kaporanın sanık Süleyman tarafından verildiğini, paranın tamamının miktarı fazla olduğu için bankada ödenmesinin kararlaştırdıkları, satışı gerçekleştirdiklerini, daha sonra Ziraat Bankasına parayı almaya giderken sanık Süleyman'ın bir yerden para gelecekti gelmemiş, senin paranı 4 gün sonra ödeyeceğiz dediğini, bunun üzerine 4 gün sonra sanık Süleyman’ın yazıhanesine gittiğini, paranın hazır olmadığını 250.000 TL.lik senettin teminat olarak kendisine verildiğinii, geri kalan paranın ise 04.08.2008 tarihinde ödeneceğinin söylendiğini belirtmesi karşısında, sanık Süleyman’ın borcunu inkar etmeyip katılana borç miktarının bir kısmını karşılayacak şekilde senet vermesi, Tapu Dairesinde işlemler esnasında gayrimenkulü kendisi adına almayacağını katılana beyan etmesi ile paranın daha sonra bankada ödenmesi hususlarında anlaşmaları, para ödenmeyince senet verdikleri sanıkların katılanın iradesini aldatacak şekilde hileli işlemler ve hareketler kullanmadıkları, katılanın satış esnasında yapılanlara rıza gösterdiği, parasını alamamış olmasının hukuki ihtilaf niteliğinde bulunması nedeniyle, sanıkların atılı suçtan beraatları yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.