Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11550 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18916 - Esas Yıl 2012
Tebliğname No : 11 - 2010/210842MAHKEMESİ : Antalya 9. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 24/12/2009NUMARASI : 2007/1616 (E) ve 2009/1392 (K)Suç : Hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi,failin kendisine verilen malı,veriliş gayesinin dışında,zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi,değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Sanığın H.. İ.. Mah. Atatürk Cad. Lülü apartmanının yöneticisi olduğu, Vodafone GSM şirketiyle yapılan sözleşme gereğince apartmana kurulacak baz istasyonu karşılığında 6.000 TL'nin suç tarihinde kendisine teslim edildiği, ayrıca apartman gelirlerini topladığı halde site sakinlerine harcamalar ile ilgili bilgi vermediği 31.05.2007 tarihi itibariyle apartmanın kasasında bulunması gereken 785 .78 TL parayı ise apartman kasasına ve kayıtlarına geçirmeyip mal edinerek güveni kötüye kullandığı iddia edilen somut olayda;05/11/2007 tarihli bilirkişi raporuna göre, sanığın defter ve kayıtları ile tahsilat ve gelirler arasında bir uyumsuzluk olmadığının 31/05/2007 tarihinde apartmanın 785,78TL'nin apartmana ait kasa ve hesap defterleri bulunmadığından sanıkta yahut hesplarda olup olmadığının tespit edilememesi, 05/11/2009 tarihli oturumda sanığa, emanetteki belgeler üzerinde mahkemece yapılan incelemede, banka hesabında para olmadığı hususu saptanarak sorulduğunda, sanığın "apartmanlarında her zaman elde nakit para bulunduğu, toplanan paranın tamamının bankaya yatırılmadığı, eldeki paranın tamamının kullanıldığı, davadan sonra da apartman giderleri için harcamalar yapmaya devam edildiğini", tanık V.. L..'nün de, apartmanda toplanan paraların bankaya yatırılarak kullanılacağına ilişkin bir kararın gerek dava öncesinde gerekse halen mevcut olmadığını belirtmiş olmaları karşısında, beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, 10/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.