Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11484 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18281 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2010/298116MAHKEMESİ : Bursa 4. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 22/04/2010NUMARASI : 2009/14 (E) ve 2010/133 (K)Suç : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikDosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanık E.. Ö.. müdafiinin, yerel mahkeme hükmünü duruşma talepli olarak temyiz etmiş ise de, suçun vasfı ve cezanın miktarına göre, 5320 Sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı Kanunun 318. maddesi gereğince duruşma isteminin reddi ile yapılan incelemede,Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Katılanın Bursa halinde meyve sebze işi ile uğraştığı, sanıklardan Ender' in abisini tanıdığı, sanıkların katılandan 22.500 TL. değerinde armut aldıkları, karşılığında 3.000 TL. parayı katılana nakit ödedikleri, kalan borçlarına karşılıkta 20.10.2007 keşide tarihli 19.200 TL. bedelli tamamen sahte olan çeki verdikleri, sanık İlhami'nin çekin arka yüzüne ciranta olarak imzaladığı, katılan tarafından çekin bankaya götürüldüğünde çekin tamamen sahte olduğunun anlaşıldığı olayda, Sanık Ender’in tüm aşamalarda ısrarla atılı suçlamayı kabul etmeyerek, aralarındaki alışveriş nedeniyle suç tarihinden önce diğer sanıktan alacağı olduğunu ve bu alacağına karşılık ağabeyinin tanıdığı olan katılana sanık İlhami ile birlikte giderek mal aldıklarını ve sanık İlhami’nin borçtan mahsup edilmek üzere malların bedelini ödediğini, suça konu çeki İlhami’nin verdiğini beyan etmesi, katılanın soruşturmanın hemen başında alınan beyanında sanık Ender'den sanık İlhami'yi kendisine getiren kişi olarak bahsedip, çeki kendisine veren kişi olarak sanık İlhami'yi göstermesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi amacıyla öncelikle sanıklar ile katılanın yeniden beyanlarının alınarak özellikle katılandan; kendisinden alınan malın sanık İlhami'nin sanık Ender'e olan borcuna karşılık ve sanık Ender'e verilmek üzere yapılıp yapılmadığı hususunun sanıklarca kendisine satış esnasında açıklanıp açıklanmadığının sorularak, gerektiğinde sanıklar arasında suç tarihlerinde ortaklık olup olmadığı da araştırılıp sanık Ender tarafından ibraz edilen sanık İlhami'yi borçlu gösteren belgelerin doğruluklarının araştırılması ve 09.03.2010 tarihli bilirkişi raporunun aksine çekin arka yüzünde yer alan "S..A.." yazısı ile ".." şeklinde yazının aynı bilirkişi raporuna göre İ.. A..'a atfedilen yazılara benzerliğinin gözle görülmesi nedeniyle usulünce yeniden yazı ve imza incelemesi yaptırılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hükümler kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafileri ve sanık E.. Ö..’ün temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.