Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11479 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18266 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2010/288385MAHKEMESİ : Kayseri 1. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 24/02/2010NUMARASI : 2009/412 (E) ve 2010/68 (K)Suç : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkânını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten süjelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.Sanığın, Albaraka Türk Katılım Bankası Sivas Şubesinde hesap sahibi G.. A..’ın çek hesabında kayıtlı olan ve kargo şirketi tarafından taşınırken kaybolan çeki bilinmeyen şekilde ele geçirildiği ve katılan ile yaptığı hayvan alışverişi sebebi ile aldığı büyük baş hayvanlara karşılık çekin arka yüzüne soy ismini Karatut olarak doğru şekilde bildirdiği halde ismini Hacı olarak yazıp ciro ettiği ve katılana verdiği, katılanın bankaya ibrazı sonrası sahte olarak keşide edildiğinin anlaşıldığı olayda;Sanığın söz konusu çeki araç satımı nedeniyle Afşin ilçesi Belceğiz Mahallesinde oturan D.. G..den aldığını, Duran’ın çeki ciranta olan Y.. G..’le gönderdiğini, sonrasında daha öncede hayvan satın aldığından dolayı tanıdığı katılandan aldığı büyükbaş hayvan karşılığında verdiğini beyan etmesi, dosyada fotokopisi bulunan çekin keşide tarihinin bulunmadığının anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti için, sanığın beyanında adı geçen şahısların araştırılarak gerçekte var olup olmadıklarının tespiti ile bulunmaları halinde tanık sıfatıyla beyanlarının alınması ve çekteki imzaların adı geçen şahısların eli ürünü olup olmadığının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılması, suça konu çekin mahkemeye getirtilip incelenerek çekte bulunması gereken unsurları taşıyıp taşımadığının duruşma tutanağına yazılması, keşide tarihinin bulunmaması halinde eylemin TCK’nın 207/1 maddesinde düzenlenen özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.