MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : MahkûmiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanık ...’un daha önceden tanıdığı ve alışveriş yaptığı kerestecilik yapan katılanı arayarak, bir arkadaşına ait kavak ağaçları olduğunu ve bunları satmak istediğini, satın almak isteyip istemeyeceğini sorduğu, katılanın anlaştıkları takdirde söz konusu ağaçları satın alabileceğini belirtmesi üzerine sanıkların katılanın yanına geldikleri ve birlikte kavak ağaçlarının bulunduğu ... Köyüne gittikleri, sanıklardan ...in bu köyde dikili vaziyette ... ’e ait olan kavak ağaçlarını katılana göstererek kendisine ait olduğunu söylediği ve bu ağaçları 20.000 TL’ye satabileceğini belirttiği, ancak yaptıkları pazarlık sonucu ağaçları 12.000 TL’ye anlaştıkları ve katılanın 3000 TL’yi peşin verdiği kalan kısmı için de çek verdiği, sanık ...’in ise katılana adli emanetin 2009/29 sırasında kayıtlı üzerinde “... İnş. Tur. Tic. San. Ltd." yazan bir kartvizit verdiği, 22/11/2006 günü katılanın söz konusu köye giderek 22 ton kadar kavak ağacını keserek Develi'ye getirdiği daha sonra ... köyünde ikamet eden tanık ...’in katılanı arayarak kestiği kavak ağaçlarının ... isimli şahsa ait olduğunu söylemesi üzerine katılanın sanık ..’e telefon ederek görüşmek istediğini belirttiği, sanığın ise bu teklifi kabul ettiği ancak buluşmaya gelmediği, bunun üzerine katılanın sanığa verdiği çekin keşidecisini arayarak durumu anlatıp söz konusu çek bedelinin ödenmemesini sağladığı ve kesmiş olduğu ağaçların bedelini de bu ağaçların gerçek sahibine ödediği olayda,A-Sanık ... hakkında verilen hükme yönelik temyiz incelemesinde;Sanık yokluğunda verilip 09/08/2010 tarihinde tebliğ olunan 14/07/2010 tarihli mahkumiyet hükmüne yönelik, sanık ve müdafiinin yasal süresi geçtikten sonra yaptığı, 15/12/2010 ve 17/01/2011 tarihli günlü temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,B-Sanık ... hakkında verilen hükme yönelik temyiz incelemesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Sanık hakkında temel ceza tayini sırasında hürriyeti bağlayıcı cezanın alt sınırdan belirlendiği halde adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tespit edilmesi,2-TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "120 gün", "100 gün" ve "2000 TL" adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 gün", "4 gün" ve "80 TL" adli para cezası ibaresinin eklenmesi ve 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp yerine, “TCK'nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.