Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11425 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18695 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSUÇ : Güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Oğlunun düğün töreninde geline takmak amacıyla ve düğünden sonraki gün iade edilmek üzere katılandan 9000 TL değerinde olan 7 adet bileziği teslim alan sanığın, düğünden sonra söz konusu bilezikleri katılana iade etmeyip devir olgusunu inkar etmek suretiyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; Oluşa, sanığın savunmalarına, katılanın beyanlarına ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın, bu şekilde gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükümde yer alan ''5237 sayılı TCK'nın 155/1, 52/2. maddeleri gereğince sonuç olarak verilen 180 gün adli para cezası karşılığı aynı kanunun 52. maddesi gereğince günlüğü 20.00 TL 'den olmak üzere 3600 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ifadelerinin yerine ''5237 sayılı TCK'nın 155/1. maddesi gereğince 5 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı kanunun 52/2. maddeleri gereğince verilen 5 gün adli para cezası karşılığı günlüğü 20.00 TL 'den olmak üzere sonuç olarak 100 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ifadesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.