Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11421 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18725 - Esas Yıl 2012
Tebliğname No : 11 - 2010/169315MAHKEMESİ : Tavas Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 23/11/2009NUMARASI : 2009/87 (E) ve 2009/358 (K)Suç : Güveni kötüye kullanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkâr etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hırsızlık suçunda ise; menkul bir malın, sahibinin rızası dışında alınması, mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesi, mağdurun suç konusu eşya üzerindeki zilyetlikten doğan tasarruf haklarını kullanmasının olanaksız hale gelmesi söz konusudur.Katılanın, tanık Ö.. Ö.. ve İ.. Ş.. ile kahvede oturduğu sırada katılanın daha önceden tanıdığı sanığın kahveye geldiği ve katılandan telefonunu kullanmak üzere istediği, katılanında kendisine ait olan cep telefonunun sim kartını çıkartarak telefonu sanığa verdiği, sanığın telefonu alıp kahveden dışarı çıktığı, ancak sanığın bir daha kahveye dönmediği ve telefonu da katılana iade etmediğinin iddia edildiği olayda; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 12.06.2012 tarih ve 2011/15-440 Esas, 2012/229 Karar sayılı ilamı gereğince, eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 141/1. maddesinde öngörülen hırsızlık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceliAsliye Ceza Mahkemesi'ne ait olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş olup sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın ceza miktarı itibariyle kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 09.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.