Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11390 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18733 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2010/192676MAHKEMESİ : İncesu Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 16/03/2010NUMARASI : 2009/184 (E) ve 2010/40 (K)Suç : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Sanığın, katılana ait şirkette pazarlamacı olarak çalıştığı, katılanın başka bir çalışanı A.. A.. tarafından kullanılan şirkete ait .. . plakalı aracın olay tarihinden bir gün önce A.. A..nın işten çıkması nedeniyle olay günü sabah bu araçtaki ürünleri dağıtması için aracın sanığa teslim edildiği, söz konusu araçta araç takip sistemi bulunduğu, bu sistemden anlaşıldığı üzere, sanığın bu araçla mesai saatleri içerisinde ürünleri dağıttıktan sonra mesai saatleri dışında il merkezinde dolaştığı, bu saatler arasında oturduğu eve de uğradığı, bu şekilde sanığın şirkete ait ürünleri dağıtması için kendisine teslim edilen araçla mesai saatleri dışında şehir merkezinde kendi işlerinde kullandığı, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, katılanın aracı sanığa teslim ettiğine dair herhangi bir yazılı belge olmaması ve dinlenen tanıklar E.. K.., M.. Ü.. ve N.. K..'ın aracın sanığa teslim edildiğine ve özel işlerinde kullandığına dair bilgilerinin olmadığına yönelik beyanları karşısında, sırf araç takip sistemine göre aracın sanığın adresine yakın bir yerden geçmesinin aracı sanığın kullandığını göstermeyeceği, dolayısıyla yüklenen suçu sanığın işlediğine dair mahkumiyetine yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.