Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11384 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18740 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi,kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.5237 sayılı TCK'nın 158/1-j bendinde,dolandırıcılık suçunun,Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, işlenmesi ,nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için,Kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın,sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa,dolandırıcılıktan bahsedilemez, şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir. Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır. 5411 sayılı “Bankacılık Kanununun 3. maddesinde banka, 48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı, kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Fiil, sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler, bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır. Kredi kurumu banka olmamasına karşın faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır. Bu itibarla böyle bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi hâlinde koşulları varsa,basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktırKatılan ile sanığın daha öncesinden arkadaş oldukları, sanığın bankadan kullanacağı krediye teminat olarak bankaya vermek üzere katılandan hatır çeki istediği, bunun üzerine katılanın sanığa suça konu 30/04/2007 keşide tarihli 22.300 TL bedelli çeki verdiği, sanığın çeki bankadan kullandığı krediye karşılık teminat olarak verdiği, daha sonra krediyi ödeyerek çeki geri aldığı, sanığın tekrar kredi teminatı olarak çeki kullanmak için çekin keşide tarihinde 30/04/2007 keşide tarihindeki “04” rakamlarının üzerini çizerek “10” rakamlarını ekleyip, katılanın imzasını taklit ederek paraf attığı veya bir başkasına bu paraf attırdığı ve bu çeki kullanarak, bu defa başka bir bankadan 22.300 TL’lik kredi kullandığı, kredinin ödenmemesi üzerine banka tarafından katılan aleyhine icra takibi başlatıldığı, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçları işlediğinin iddia edildiği olayda, 1-Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde,Sanık ve katılan beyanları ile tüm dosya kapsamına göre, atılı suçun sanık tarafından işlendiği anlaşılmakla, hakkında verilen mahkumiyet kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,2-Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde,a-Sanığın kullandığı rodatif kredi için teminat verildiği belirtilen 9217510 no’lu çekte 30/04/2007 olan keşide tarihinin sahte paraf ile 30/10/2007 şeklinde değiştirildiği iddia ve kabul edilmekle, banka cevabi yazısı ekindeki ekran görüntüsünde çekin keşide tarihinin 05/06/2007 olarak yazdığının anlaşılması karşısında, kredi kullanılan bankaya tekrar yazı yazılarak sanığın kullandığı kredinin türü, verilme şekil ve şartlarının ne olduğu, suça konu çekin ne şekilde bankaya verildiği, kredi çekilirken kredi çekilmesinin şartı olarak teminat olarak mı verildiği yoksa kredi taksitlerinin ödenmesi amacıyla önceden ... borcun karşılığında mı verildiği hususlarının detaylı şekilde açıklattırılması, krediye ilişkin belgelerin onaylı fotokopilerinin getirtilerek incelenmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, b-Emanete kayıtlı iki çekten birisinin sahteliği iddia ve kabul edilmekle sahteliği iddia edilmeyen 99544 no’lu 22.100 TL bedelli çekin de dosyada delil olarak saklanmasına karar verilmesi, c-Kabule göre de,Sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 158/1-d maddesi gereğince kamu davası açılmasına rağmen, ek savunma hakkı tanınmadan aynı yasanın 158/1-j maddesinin uygulanmak suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 226.maddesine muhalefet edilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.