Tebliğname No : 15 - 2011/399301MAHKEMESİ : İzmir 2. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 18/05/2011NUMARASI : 2009/315 (E) ve 2011/100 (K)Suç : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum ya da kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır. Somut olayda; sanıklar Mehmet ve Raziye'ye ait M..Oto Egzos şirketinin 99/150 hissesinin 09/10/2007 tarihinde katılan O.. Ç.. tarafından satın alınmakla bu tarihe kadar sanıklar Mehmet ve Raziye'ye ait olan şirketi temsil yetkisinin O.. Ç.. tarafından kullanılmaya başlandığı, sanıkların aralarında hiçbir ticari ilişki bulunmayan sanık S.. D..’ın alacaklısı olarak 15/01/2007 düzenleme 15/03/2007 ödeme tarihli 1.000.000 TL ve 15/01/2007 düzenleme, 15/04/2007 ödeme tarihli 1.000.000 TL bedelli iki adet senedi düzenledikleri, senetlerin Sadettin tarafından sanık Hasan'a ciro edildiği Hasan'ın ise icra takibi yoluyla tahsiline kalkıştığında şirkette çalışan sanık Mustafa'nın da icra ödeme emri tebligatını yetkisi olmadığı halde alarak ilgililere ulaştırmayıp kesinleşmesini sağladığı, şirket malları üzerinde haciz uygulandığında katılanların olayı öğrendiği, sanıkların işbirliği içinde hareket ederek, yetkileri sona erdikten sonra düzenlenen senetlerle şirketi dolandırmak ve resim belgede sahtecilik suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda,1-)Sanıkların yetkisiz olarak senet düzenlediklerine dair iddiaya karşılık, sanıkların yetki dönemleri içinde şirket adına alınan borç paraya karşılık senetlerin düzenlendiğini ileri sürmeleri, suça konu senetlerle ilgili olarak İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesine 2008/540 sayı ile menfi tespit davası açılmış bulunduğunun anlaşılmasına göre bu dosya akibeti araştırılarak, varsa ortak delillerin onaylı örneklerinin temini ile karara çıkmış bulunması halinde karar örneğinin dosya içine konulması, yine bu dosya ile bağlantılı olduğu taraflarca ifade edilen İzmir 8 Ticaret Mahkemesinin 2012/48, İzmir 10 İcra Ceza Mahkemesinin 2008/1828, 2008/3027, İzmir 8. İcra Ceza Mahkemesinin 2008/3031, sayılı dosyalarının getirtilerek incelenmesi ortak delil bulunması halinde onaylı örnekleri alınarak tüm bunların birlikte değerlendirilerek, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkartılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde eksik soruşturmayla hüküm kurulması, 2-)Suça konu senetlerin miktarı, şirket adına şirket kaşesi olmadan düzenlenmiş bulunmaları karşısında, ticari hayatın olağan işleyişine göre muhatabı için aldatma yeteneğini taşıyıp taşımadıkları hususunun senetler mahkeme heyetince incelenerek zapta geçilmesi, gerektiğinde de bu hususta bilirkişiden rapor alınması gerektiğinin gözetilmemesi,3-)Kabule göre, TCK’nın 43. maddesinde 765 sayılı TCK 80, maddeden farklı olarak ‘değişik zamanlarda’ ibaresi kullanılmış olmakla, suça konu iki adet senedin aynı anda düzenlenip icra takibine konulduğunun kabul edilmesi karşısında teselsül koşulları bulunmadığı ve senet çokluğunun TCK'nın 61. maddesine göre temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınabileceği gözetilmeden, sanıklar hakkında tayin edilen cezaların TCK'nın 43. maddesi ile artırılması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafileri ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, 09/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.