Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11342 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18678 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2010/274784MAHKEMESİ : Bakırköy 14. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 18/12/2009NUMARASI : 2008/374 (E) ve 2009/950 (K)Suç : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi,failin kendisine verilen malı,veriliş gayesinin dışında,zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi,değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Sanığın, katılan şirkette uzun yıllar akaryakıt istasyonunun market sorumlusu olarak çalıştıktan sonra 01/08/2007 tarihinde emekli olurken yapılan sayım sırasında, istasyonda 75.000 TL açık çıktığının belirlendiği, sanığın bu açığın kendisinden kaynaklandığını kabul ederek, katılana bu yönde yazılı bir belge verdiği, sanığın, bu belgenin kendisine zorla imzalatıldığını iddia ettiği, sanığın, istasyondaki markete gelen mallardan bir kısmının fatura ve irsaliyesini yok edip bu malların muhasebeye girişini engelleyip, gelen bu malları satıp bedelini uhdesinde tutmak suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, 1-Gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, katılan şirketin hesap açığının çıktığı tarih itibariyle, şirketin muhasebe ve bilgisayar kayıtları, ticari defterleri ile irsaliye ve faturaların getirtilmesi, katılan şirketin mal aldığı tedarikçi firmaların katılan şirketle aralarındaki ticari ilişkiyi ortaya koyan bütün bilgi ve belgelerin getirtilmesi, ilgili firmaların malları sanık veya başka birine teslim edip etmediği, teslim edilirken hangi belgelerin düzenlendiğinin araştırılması, buna dair belgeler ile sanık tarafından alınan malların karşılığında tedarikçi firmalara verilen belgelerin dosya içine konulması, katılan şirkete mal satan firmaların yetkililerinin bilgi sahibi sıfatıyla dinlenerek sanık ve katılanla aralarındaki ticari ilişki ile mal teslimatının kime yapıldığının sorulması, bütün delillerin toplanmasından sonra dosyanın içinde serbest muhasebeci ve mali müşavirin bulunduğu bilirkişi kuruluna tevdiinin sağlanarak, sanığa teslim edilen mallar, sanığın irsaliye ve faturasını muhasebeye göstermeden teslim alıp elden çıkardığı mallar, bu malların değeri, elden çıkarılma tarihi ve buna göre şirket zararının ne kadar olduğu hususlarında denetime elverişli bilirkişi raporunun alınmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,2-Kabule göre de, sanığın, 5237 sayılı TCK'nın 43/1 maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanun'un aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek haksız menfaat temin etmiş olması karşısında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi,3-Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 09/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.