MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Kamu malına zarar verme, görevi yaptırmamak için direnmeHÜKÜM : MahkûmiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç,seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma,yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.5237 sayılı TCK’nın “Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler” başlıklı dördüncü kısmının, “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar ”başlıklı birinci bölümünde,265. maddesi ile düzenlenen;“Görevini Yaptırmamak İçin Direnme”suçuyla korunan hukuki yarar,kamu idaresinin güvenilirliği ve işleyişi olup;bu suçta,kamu faaliyetlerine kişilerin saygı göstermelerinin sağlanması ve kamu görevlerinin yerine getirilmesini dolayısıyla da kamu görevini yerine getirenleri engellemeye yönelik fiillerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Öte yandan, kendisine verilen görevi yerine getirmekte olan kamu görevlisine karşı cebir ve/veya tehdit fiili gerçekleştirilmiş bulunduğundan bu suçla aynı zamanda kişi özgürlüğü ve beden bütünlüğü de korunmaktadır. Maddede düzenlenen görevini yaptırmamak için direnme suçu,seçimlik hareketli bir suç olup kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek amacıyla,cebir ve/veya tehdit kullanılması ile suç oluşmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için,öncelikle engellenmek istenen işin o kamu görevlisinin görevine giriyor olması zorunludur. Zira madde, kamu görevlisinin yerine getirdiği herhangi bir iş için değil,görevine giren bir iş için koruma sağlamaktadır. Cebir, kamu görevlisine karşı fiziki güç kullanılmasıdır. Cebrin sınırı, kasten yaralama suçunun temel şekli veya daha az cezayı gerektiren hâli kapsamında değiştirilebilecek boyutta olmasıdır. Cebirle,kasten yaralamanın neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerine sebebiyet verilirse,fail ayrıca bu suçtan da beşinci fıkra uyarınca cezalandırılacaktır. Cebir veya tehdidin alenî olması şart değildir. Bu manada cebir ve tehdit, kamu görevlisinin görevini yerine getirmesini engellemeye elverişli, doğrudan kamu görevlisine yönelik ve ortadan kaldırılmadığı sürece göreve devam edilmesine engel olan güç kullanılmasını ifade eder.Sanıkların, alkollü bir şekilde çevreye rahatsızlık verdikleri yönünde Tavşanlı İlçe Emniyet Müdürlüğüne ihbarda bulunulması üzerine, mağdur olan görevli polis memurlarının olay mahalline gidip müdahalede bulundukları, akabinde haklarında işlem yapmak amacıyla sanıkları ekip otosuna bindirmek istedikleri sırada sanık ...'in cebinden çıkardığı çakı bıçağıyla kolluk güçlerine saldırıp mukavemette bulunduğu, diğer sanık ...'nin de sanık ...'e yardım ederek benzer davranışlarda bulunup haklarında kanunu işlem yapılmasına engel olmaya çalıştığı, ancak kolluk güçlerinin zor kullanılarak sanıkları ekip aracına bindirip polis merkez amirliğine götürdükleri, burada sanık ...'in giriş kapısına, çöp kovasına yumruk atmak suretiyle zarar vermeye çalıştığı, akabinde ifade alma odasının buzlu camına vurarak kırdığı, bu şekilde sanık ...'nin görevi yaptırmamak için direnme, sanık ...'in de görevi yaptırmamak için direnme ve kamu malına zarar verme suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda, 1- Sanık ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme ve kamu malına zarar verme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Sanık savunması, mağdur ifadesi, değer tespit ve olay tutanağı ile tüm dosya kapsamına göre suçların sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.Sanığın görevi yaptırmamak için direnme suçunu silahtan sayılan bıçakla işlemesi karşısında, tayin olunan temel cezada TCK'nın 265/4. maddesi uyarınca artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,2-Sanık ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;Sanığın, alkollü bir şekilde diğer sanıkla tartıştığı esnada olay yerine gelen ve müdahalede bulunan mağdur polis memurlarının sanığı hakkında işlem yapmak amacıyla emniyete götürmek için ekip aracına davet etmeleri üzerine sanığın kolluk güçlerine yönelen tehdit veya cebir içerikli herhangi bir harekette bulunmadan sadece ekip otosuna binmek istememesinden ibaret eyleminde, görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı dikkate alınarak atılı suçtan sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.