MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Mahkumiyet, beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü;1-Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz incelemesinde; Sanığın yokluğunda verilen 21/10/2010 tarihli kararın sanığa 11/12/2010 tarihinde tebliğ edildiği, sanık müdafiinin yasal süresi geçtikten sonra yaptığı 21/12/2010 günlü temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,2-Sanık ... hakkında verilen beraat kararlarına yönelik temyiz incelemesinde;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de;“Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de,birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının,özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin,kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır. Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır. Bilişim sisteminden maksat,verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü,yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır. Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için,dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların,ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.Katılan .... Şirketi ile ... Ticaret isimli şirketin 30/06/2005 tarihinde factoring sözleşmesi yaptıkları, ... Şirketi'nin, katılan şirkete, ortaklarında birinin sanık olduğu ... Şirketi'ne ait 31.07.2006 keşide tarihli 32.000 TL bedelli, 10.09.2006 keşide tarihli 20.000 TL bedelli ve 20.09.2006 keşide tarihli 20.000 TL bedelli çekleri çeki ciro ederek katılana verdiği, bu çeklerin katılan tarafından süresi içerisinde bankaya ibrazında, ödemeden men talimatı gereğince ödeme yapılmadığı, şirket yetkilisi ve çek keşidecisi olan sanığın gerçekte bu çekleri düzenlediği halde muhatap bankaya ödemeden men talimatı verdiği, böylece sanığın çekleri başkasına imzalatıp dolaşıma koyduktan sonra ödemeden men talimatı vermek suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda, Gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından; suça konu çeklerin ... tarafından ... Şirketi'ne, bu şirket tarafından da katılan.... Şirketi'ne verildiği belirtilmekle, bu şirketlere ait ticaret sicili kayıtlarının getirtilerek suç tarihinden önce ve sonrasında şirket yetkililerinin kim olduğunun belirlenmesi ve suça konu çeklerin keşideci tarafından Lara Şirketi veya ... Şirketi'lerine hangi ticaret ilişkisi çerçevesinde verildiğinin belirlenmesi açısından, çeklerin verilmesine esas fatura, irsaliye, defter kayıtları ile diğer bilgi ve belgelerin getirtilip incelenmesi, onaylı suretlerinin dosyaya konulması, bütün şirket yetkililerinin ifadelerinin alınarak, çeklerin hangi tarihte, hangi ilişkiye istinaden verildiği ve çeklerin imzalandığı tarihte kimin yetkili olduğu hususlarının kesin olarak belirlenmesi, ilgili bankalara yazı yazılarak ödemeden men talimatının hangi tarihte kim tarafından hangi gerekçeyle verildiğinin araştırılması, ilgili kayıtların ve varsa soruşturma dosyalarının getirtilip incelenmesi, sanığın, şirket yetkilisi görevinin sona ermesinden önce ileri tarihli çek düzenleyip düzenlemediğinin araştırılması, buna dair kayıtların getirtilmesi, sanığın, suça konu çeklerle ilgili olarak yazı ve imza inkarında bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, sanığa ait şirketin diğer ortaklarının tanık sıfatıyla ifadelerinin alınması, ilgili icra ve dava dosyalarının onaylı suretlerinin getirtilmesi, bütün delillerin toplanmasından sonra, sanığın hangi tarihte şirket yetkilisi olduğu, ödemeden men talimatının kim tarafından konulduğu, çeklerin kim tarafından düzenlenip hangi tarihte kullanıldığı, ileri tarihli çek düzenlenip düzenlenmediği ve suç işleme kastıyla hareket edilip edilmediğinin karar yerinde tartışılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiren, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.