Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11270 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20741 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 4 - 2011/309118MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 01/06/2011NUMARASI : 2011/50 (E) ve 2011/500 (K)Suç : Mala zarar verme, tehditDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Aynı mahallede oturmakta komşu olan taraflardan sanık Ahmet'in ikametgahı önünde, sokakta şikayetçi bayanlar arasında başlayıp büyüyen tartışmaların kavgaya dönüştüğü ortamda bulunan sanık Ahmet'in, katılan-sanık Tuba'nın kullandığı .. plakalı otomobile, hakkında "mala zarar verme" suçundan mahkûmiyet kararı verilen ancak hükmü temyiz etmeyen kardeşi-sanık Harun ile birlikte hareket ederek tekme atmak, keserle vurmak suretiyle aracın arka camını 30x15 cm ebadında kırmaları ve yine Tuba'ya karşı sanık Ahmet'in "..seni burada yaşatmayacağım..." sözünü sarfetmesi eyleminin "mala zarar verme"; "tehdit" suçlarını oluşturduğu iddia edilen somut olayda;1-Hakkındaki mahkûmiyet hükmünü temyiz etmeyen sanık Harun'un "..taş attım, aracın arka camına isabet etti, kırıldı..." şeklindeki 06/11/2010 tarihli ifadesi, benzer bir anlatımını Abisi-sanık Ahmet tarafından tekrarlanması, "... arka camda 30-15 cm ebadında kırık olduğunu başkaca bir hasara rastlanmadığını tespit eden" bu anlatımları destekleyen 06/11/2010 tarihli tutanak bulunması karşısında; hasarın sanık Ahmet tarafından oluşturulmadığı sübut bulmuşken, şikayetçi Tuba ve bir kısım tanıkların oluşa uygun düşmeyen soyut bildirimlerine dayanılarak yazılı şekilde atılı "mala zarar verme" suçundan mahkûmiyet kararı verilmesi, 2-Tanık Talihe'nin 23/05/2011 tarihli duruşmadaki beyanı ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanık Ahmet'in atılı "tehdit" suçunu işlediğine dair mahkûmiyetini gerektirir yeterlilikte kesin kanıt bulunmadığından "beraati" yerine, yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması, 3-Kabule göre de;a) Kavgayı kimin başlattığı tespit edilemediğinden ve sanık Tuba'nın şikayetçi Ahmet'e tahkir edici sözler sarfettiği sabit görüldüğünden, Ahmet hakkında TCK'nın 29. madde hükümünün uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması, b) CMK'nın 231/6-c fıkrasında belirtilen zarar kavramının ölçülebilir, belirlenebilir maddi (somut) zarara ilişkin olması, manevi zararı kapsamaması karşısıda; "kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği "husunda objektif değerlendirme yapılıp sonucuna göre "sabıkasız" olan sanığın bu açıdan hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken "...mağudurun zararının giderilmediği, özür dilemediği.." gibi gerekçelerle hükmün açılanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık Ahmet'in temyiz itirazları bu itibala yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.