Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11233 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17586 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 15 - 2011/267339MAHKEMESİ : İstanbul 5. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 02/06/2011NUMARASI : 2010/226 (E) ve 2011/207 (K)Suç : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;Failin bir kimseyi,kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır.Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu,TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir.Maddenin gerekçesinde de;“Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de,birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir.Bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının,özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin,kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için,ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür.Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle,klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir.Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için,dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir.Bankaların,ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.Sanık M.. Y..'ün suça konu Dış Bank A.Ş Kapalıçarşı İstanbul Şube'sinde bulunan çek hesabından verilme 75.000 TL bedelli 15/11/2005 keşide tarihli ve .. nolu çeki belirlenemeyen bir kişiye keşide ettirmek suretiyle kullanarak haksız menfaat temin ettiği iddia edilen olayda;1-Dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik incelemede;Sanık hakkında karşılıksız çek verme suçundan İstanbul 2.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı ve mahkemece yapılan yargılama sonucunda 15/10/2008 gün, 2006/690 Esas, 2008/904 Karar sayılı kararıyla beraat kararı verilmiş olduğu bu defa aynı çek nedeniyle sanık hakkında dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığı ve beraat kararının kesinleşmiş olduğu eylemin değişen vasfı nedeniyle yeniden hüküm kurulamayacağı gözetilerek kamu davasının reddi yerine beraat kararı verilmesi,2- Sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik incelemede;Sanığın savunmalarında şirketteki hisselerinin tamamını arkadaşı olan B.. Y.. aracılığıyla tanıdığı S.. A.. 28/06/2005 tarihinde devrettiğini savunduğu halde, 14/04/2011 tarihli duruşmada tanık olarak beyanı alınan S.. A.. beyanında; kendisinin sanığı tanımadığını,kendisinin şirket ile hiç bir ilgisinin bulunmadığını,kendisinin kimlik bilgilerinin her nasılsa ele geçirilip kullanılmış olduğunu belirtmiş olması, çekte ilk ciranta olarak görünen o.. B.. aydınlatma şirketinde suça konu çekin fiilen hangi yetkili tarafından ne karşılığında hangi tarihte alındığının sorulmamış olması karşısında, maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkartılması açısından Çekte ilk ciranta olarak görünen O.. B.. Aydınlatma şirketi yetkilileri veya elemanlarından çeki bizzat teslim alanların kimler olduğu tespit edilip bu kişilerin beyanına başvurularak çeki kimden ne karşılığında hangi tarihte aldıkları ve çekin yanlarında düzenlenip düzenlenmediği hususlarının sorulması,Sanığın savunmasında ismi geçen arkadaşı B.. Y..nun tanık sıfatıyla bilgi ve görgüsünün tespit edilmesi, sanığın şirketteki hissesinin devri amacıyla kendisinin sanık ile tanıştırdığı kişinin gerçek kimlik bilgilerinin sorulması ve tanık S.. A..'ın kendisine gösterilerek kendisinin sanık ile tanıştırdığı kişinin tanık olarak beyanı alınmış olan S.. A.. olup olmadığı konusunda açık beyanın alınması,14/04/2011 tarihli duruşmada tanık olarak beyanı alınan S.. A.. hakında (ve tanık B..Y..'nun alınacak olan beyanında kendisinin sanık ile tanıştırdığı kişiyle ilgili olarak başka bir kimlik bilgisi vermesi halinde o kişi hakkında da) Resmi belgede sahtecilik ve Bankanın araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlarından Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulması ve kamu davası açılması halinde dosyaların birleştirilmesi,Suça konu çekin ön yüzündeki yazılar,rakamların ve Bankaya verilen 14/10/2005 tarihli ödeme yasağına ilişkin dilekçedeki imzanın sanığın eli ürünü olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, 28/06/2005 tarihli "Limited şirket hisse devri senedi"nde S.. A.. ismi yerine atılmış olan imzanın, suça konu çekin ön yüzündeki yazılar ve rakamlar ve keşideci imzasının ve Bankaya verilen 14/10/2005 tarihli ödeme yasağına ilişkin dilekçedeki imzanın S.. A..'ın eli ürünü olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırtılması,28/06/2005 tarihli "Limited şirket hisse devri senedi" işlemini yapan Noterlikte tarafların resimli kimlik fotokopilerinin bulunup bulunmadığının sorulması,Tanık S.. A..'ın beyanında bahsettiği İstanbul 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/410 esas, İstanbul 4. AsliyeCeza Mahkemesinin 2008/454 esas ve İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/623 sayılı dosyalarının getirtilerek incelenmesi,Şirket ortağı olup hisse devreden ve devralan kişiler olan H.. Ü.. ve D.. K..ın tanık sıfatıyla dinlenilerek şirketin kurulması ve devir işlemlerinin yapılması ile ilgili bilgi ve görgülerinin sorulmasının ardından elde edilecek sonuca göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.