Tebliğname No : 11 - 2010/160365MAHKEMESİ : Denizli 2. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 18/12/2009NUMARASI : 2009/332 (E) ve 2009/510 (K)SUÇ : Nitelikli dolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Ticarî faaliyeti meslek olarak icra eden kişilerin, güvenilirliğini sağlamak amacıyla, bu suçun, tacir (kişisel olarak ticaretle uğraşan kimseler) veya şirket yöneticisi olan yada şirket adına hareket eden kişilerin ticarî faaliyetleri sırasında işlenmesi,TCK'nın 158/1-h bendinde nitelikli hâl kabul edilmiştir.Bu kavramlar Türk Ticaret Kanunun ilgili hükümlerine göre belirlenecektir.Türk Ticaret Kanunu Madde 14'te, Tacir;"(1) Kişisel durumları ya da yaptığı işlerin niteliği nedeniyle yahut meslek ve görevleri dolayısıyla, kanundan veya bir yargı kararından doğan bir yasağa aykırı bir şekilde ya da başka bir kişinin veya resmî bir makamın iznine gerek olmasına rağmen izin veya onay almadan bir ticari işletmeyi işleten kişi de tacir sayılır. “denilmektedir.Ticaret şirketleri, aynı yasa Madde 124'de;”(1)Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir.(2) Bu Kanunda, kollektif ile komandit şirket şahıs; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılır” şeklinde tanımlanmıştır.Kooperatif yöneticilerinin,kooperatifin faaliyeti kapsamında, dolandırıcılık suçunu işlemeleri de nitelikli hâl, kabul edilmiştir. Üye sayısı dolmasına rağmen, üyeliğe kabulün devamından bahsederek üye kayıt edilmiş gibi kişinin parasının alınması bu suç tipine örnek gösterilebilir. Kooperatif yöneticilerinin kimler olduğu 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 55 ve devamı maddelerinde tanımlanmıştır. Madde 55 - Yönetim Kurulu, kanun ve anasözleşme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetini yöneten ve onu temsil eden icra organıdır. Yönetim Kurulu en az üç üyeden kurulur. Bunların ve yedeklerinin kooperatif ortağı olmaları şarttır. Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen tüzel kişiler, temsilcilerinin isimlerini kooperatife bildirir.Bu suçun oluşabilmesi için, tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin dolandırıcılık suçunu ticari faaliyetleri sırasında işlemiş olmaları gerekir.Keza, kooperatif yöneticilerinin bu nitelikli halden cezalandırılabilmeleri için suçun kooperatifin faaliyeti kapsamında, işlenmesi gereklidir.Bu suçun faili tacir veya şirket yöneticisi yada şirket adına hareket eden kişi yada kooperatif yöneticisi olabilir.1-S.S. Dinar Pancar Ekicileri Kooperatifi Bozkurt şubesinde geçici satış elemanı olarak çalışan sanığın, gittiği yerlerde kendisini söz konusu kooperatifin Bozkurt Şubesi müdürü olarak tanıttığı, 2006 yılının Nisan ayında B..ilçesi İ.. Köyüne geldiği, kahvehanede tüm köylülere “Size gübre verelim, biz gübreleri ayağınıza kadar getireceğiz, senet karşılığı vereceğiz, ekim dönemi borcunuzu ödeyeceksiniz” dediği ve köyden bazı kişilere gübre sattığı, şikayetçi M.. E..’nin sanık ile bir torbasını 22,76 TL'den, toplam 682,76 TL karşılığında 30 torba gübre satın alma hususunda anlaştığı, sanığın şikayetçiye senet düzenlemeden gübre getiremeyeceğini söylediği, bunun üzerine 11.04.2006 düzenleme tarihli 682.72 TL bedelli senedi düzenledikleri, sanığın senede, şikayetçinin kooperatiften 30 torba gübre satın aldığı, gübrelerin şikayetçiye teslim edildiği, şikayetçinin kooperatife 682.72 TL borcu olduğu, şeklinde doldurduğu, şikayetçinin imza attığı, aynı köyden H.. H..’nın da kefil olarak imza attığı, sanığın başka kişilere de gübre sattığından elinde sadece 8 torba gübre kaldığı, bu 8 torba gübreyi şikayetçiye teslim ettiği, karşılığında 165 TL aldığı, sanığın şikayetçiye kalan 22 torba gübreyi aynı gün Kıralan Pancar Kooperatifine gidip getireceğini ve kendisine teslim edeceğini söylediği, giderken yanında düzenlediği senedi de götürdüğü, sanığın aynı gün köye geri gelmediği, ertesi gün geldiği, şikayetçiye kalan 22 torba gübreyi getiremediğini söylediği, bunun üzerine şikayetçinin sanığa kalan gübreleri satın almaktan vazgeçtiğini, senetleri geri vermesini söylediği, sanığın "tamam, ben senetleri iptal edeyim" dediği, ancak iptal etmediği, gerçekten satış yapmış ve gübrelerin tamamını teslim etmiş gibi senedi kooperatife verdiği, kooperatifin Uşak’taki merkezinin şikayetçiye senet bedelini ödemesi için bir belge gönderdiği, şikayetçinin herhangi bir ödeme yapmadığı, ancak şikayetçinin bir yıl sonra kooperatife pancar sattığında kooperatifin pancar bedelini şikayetçiye öderken senet bedeli olan 682.72 TL'yi mahsup ettiğinin anlaşıldığı olayda, suç tarihi itibariyle adı geçen kooperatifte satış elemanı olarak köylerde gübre satan ve yönetici sıfatı bulunmayan sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 157. maddesinde tarifini bulan dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,2-Hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanığa fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.