Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1107 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 21591 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, özel belgede sahtecilikSanığın, nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ve özel belgede sahtecilik suçundan beraatine ilişkin hükümler, o yer Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanığın, 2010 yılı üretim sezonunda gerçekte herhangi bir ekim yapmadığı halde ........ bulunan 129/3, 131/1 ada/parsel nolu taşınmazlarına buğday ektiğini belirterek ........ müracaatta bulunduğu, bu kapsamda değişik tarihlerde olmak üzere 960 TL hububat ve 418,88 TL mazot destekleme primi aldığı, yine buğday ektiğini kanıtlamak için başvuru dosyasının içine müstahsil makbuzu koyduğu, bu şekilde sanığın kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda,1-Sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;Yapılan yargılama sonunda, sanığın yüklenen suçu işlediğinin sabit olmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, o yer Cumhuriyet savcısının beraat kararının kanuna aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 2-Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;Sanık savunması, tanık ifadesi, rapor ve tutanak içerikleri ve tüm dosya kapsamına göre suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde aşağıda belirtilen bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik bulunmamış ve sanık hakkında tayin olunan temel hapis cezasında TCK'nın 43/1. maddesi uyarınca atırım yapıldığı halde adli para cezasında da artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;a-)5237 sayılı TCK'nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (j) ve (k )bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin TCK'nın 158/1-e. son maddesi gereğince temel ceza belirlenirken doğrudan haksız elde olunan yararın iki katının esas alınması suretiyle fazla adli para cezası tayini, b-)TCK'nın 53. maddesinin 3.fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “ velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun “ sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükümden adli para cezasına mahkumiyete ilişkin uygulamanın tamamen çıkartılarak yerine, “Sanığın, 5237 sayılı TCK'nın 158/1-e, son maddesi gereğince 137 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun'un 168/1. maddesi gereğince cezasından 2/3 oranında indirim yapılarak 45 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun'un 62. maddesi gereğince cezasından 1/6 oranında indirim yapılarak 37 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun'un 52/2 maddeleri gereğince günlüğü 20.00 TL 'den hesap edilmek üzere sonuç olarak 740 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ifadeleri yazılmak ve hüküm fıkrasından, 5237 sayılı Kanunun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "53. maddenin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.