Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10934 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17682 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Somut olayda; sanık ...'in daha önce değişik zamanlarda katılanların köyüne gelerek peşin para ile bezelye satın aldığı, birçok kez bu şekilde alışveriş yaparak güven kazandıktan sonra katılanlardan ayrı ayrı bezelye alıp diğer götürdüğü ve alacağını ödemediği, baştan beri aldığı bezelyeyi ödeme niyetinin bulunmadığı, eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğu anlaşılmakla, mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Katılanların sanığın borcunu ödemediğini beyan etmeleri karşısında TCK’nın 168. Maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmamasına yönelik teblignamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanık hakkında temel ceza tayini sırasında hürriyeti bağlayıcı cezanın alt sınırdan belirlendiği halde adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tespit edilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un ...1. maddesi gereğince uygulanması gereken ... sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkralarından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "... gün" ve "... TL" adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "...gün" ve "... TL" adli para cezası ibaresinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.