Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10856 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21070 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Çocuk MahkemesiSUÇ : Mala zarar verme (değişen suç vasfına göre kamu malına zarar verme) , kamuya ait eşya hakkında hırsızlıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Suça sürüklenen çocuğun on sekiz yaşından küçük olması karşısında yargılamasının kapalı oturumlarda gerçekleştirilmesi gerekirken 19/04/2012 tarihli oturumunun açık yapılarak CMK'nın 185. maddesine muhalefet edilmiş ise de, telafisi mümkün olmadığından bu husus bozma nedeni sayılmamıştır.Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan,söz konusu suç,seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma,yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Suça sürüklenen çocuğun, temyiz dışı arkadaşıyla birlikte hırsızlık amacıyla ve geceleyin ... Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Başkanlığı'na ait olan kapı ve pencereleri takılmış, yapımı bitmiş, fakat henüz içi boş olan spor salonundan hırsızlık yapmaya karar verdiği, bu maksatla tesise ait camı kırarak içeriye girdikten sonra içeriden, ayaklı lavabo, elektrikli şofben ve binaya ait kanatlı kapıyı çaldığı, böylece mala zarar verme ve kamuya ait eşya hakkında hırsızlık suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda,1-Nitelikli hırsızlık suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;Suça sürüklenen çocuk ve şikayetçi beyanları, ikrar, görgü ve tespit tutanağı ile tüm dosya kapsamına göre, suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.Suça sürüklenen çocuk hakkında, 5237 sayılı TCK'nın 142/1-a maddesi gereğince temel ceza olarak 2 yıl hapis cezası belirlendikten sonra aynı Kanun'un 143. maddesi gereğince 1/5 oranında arttırım yapılması sonucu 2 yıl 4 ay 24 gün hapis cezası verilmesi, bundan sonra yapılacak indirimlerin de bu miktar üzerinden yapılarak çocuğun sonuç olarak, 1 yıl hapis cezası karşılığı 7.300 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, TCK'nın 43. maddesi gereğince arttırım yapılması yerine indirim yapılarak 1 yıl 7 ay 6 gün hapis cezasına hükmedilmesi, bundan sonraki indirimlerin de bu miktar üzerinden yapılarak sonuç olarak 8 ay hapis cezası karşılığı 4.800 TL adli para cezası verilerek eksik ceza tayin edilmiş ise de, aleyhe temyiz bulunmadığından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,2-Kamu malına zarar verme suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;Suça sürüklenen çocuk ve şikayetçi beyanları, ikrar, görgü ve tespit tutanağı ile tüm dosya kapsamına göre, suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre suça sürüklenen çocuk müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;a-Suça sürüklenen çocuğun suç tarihinde on beş yaşını doldurmamış olduğu dikkate alınarak 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 35. maddesi gereğince işlediği kamu malına zarar verme suçunun hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiile ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığı hususunda rapor alınmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,b-Suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK'nın 152/1-a maddesi gereğince temel ceza olarak 1 yıl hapis cezası belirlendikten sonra aynı Kanun'un 31/2. maddesi gereğince 1/2 oranında indirim yapılması sonucu 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılması, bundan sonra yapılacak indirimlerin de bu miktar üzerinden yapılarak çocuğun sonuç olarak, 5 ay hapis cezası karşılığı 3.000 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, TCK'nın 31/2 maddesi gereğince hesap hatası sonucu 3 ay hapis cezası verilmesi, bundan sonraki indirimin de bu miktar üzerinden yapılarak sonuç olarak 2 ay 15 gün hapis cezası karşılığı 1.500 TL adli para cezası verilerek eksik ceza tayin edilmesi,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı yönünden suça sürüklenen çocuğun kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 02/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.