MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılıkHÜKÜM : TCK’nın 158/1-f, 62, 53/1 maddeleri uyarınca mahkumiyetNitelikli dolandırıcılık suçundan, sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanığın, katılanı telefon ile arayarak, kendisinin askerde olan oğlu ...'ın komutanı olduğunu söyledikten sonda, katılana, "... ilinden arıyorum, oğlun yolda gelirken parasını kaybetmiş, size vereceğim hesaba para gönderirseniz oğlunuza vereyim" dediği, bunun üzerine katılanın, sanığın bildirdiği banka hesabına 100 TL yatırdığı, sanığın da hesaba yatan parayı bankamatikten çekmesi şeklinde gerçekleşen eylemde, bankanın ödeme aracı olarak kullanılmasının TCK'nın 157/1 maddesinde öngörülen basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğu halde aynı kanunun 158/1-f maddesi gereği yazılı şekilde karar verilmesi,Kabule göre de;1-5237 sayılı TCK'nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (i) ve (k )bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin TCK'nın 158/1-f. son maddesi gereğince temel ceza belirlenirken doğrudan haksız elde olunan yararın iki katının esas alınması suretiyle yazılı şekilde uygulama yapılması,2-Sanığın, katılanın zararını karşıladığını beyan etmesi karşısında, katılandan, zararın sanık tarafından tazmin edilip edilmediği hususunun sorularak, sonucuna göre TCK’nın 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmesi,3- 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, altsoyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 28.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.