Tebliğname No : 15 - 2013/288199MAHKEMESİ : Niksar Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 02/02/2011NUMARASI : 2010/264 (E) ve 2011/11 (K)SUÇ : Mala zarar vermeDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan,söz konusu suç,seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma,yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Üvey kardeş olan katılan ve şikayetçi ile sanıkların, aralarında babadan kalma arazinin taksimi nedeniyle husumet olduğu, katılan ve şikayetçinin kendilerine düşen arazi kısmına tel örgü çektikleri, suç tarihinde sanıkların arazideki tel örgüyü yerinden söktükleri, bu şekilde mala zarar verme suçunu işledikleri iddia olunan somut olayda; sanıkların ve katılan ile şikayetçinin her birinin davaya konu tel çekilmiş arazinin kendisine ait olduğunu iddia etmeleri karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, Türk Medeni Kanunu'nun 706, Borçlar Kanunu'nun 213, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazların harici veya fiili taksimi ile paylarının mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşmayla belirlenmiş ya da fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre de paydaşlar bu durumu benimsemişlerse, kayıtta paylı, eylemli olarak bağımsız bu oluşumun resmi taksim yapılana veya ortaklığın giderilmesine kadar "ahde vefa" (sözde sadakat) kuralı doğrultusunda korunmasının gerektiği,Açıklanan nedenlerle, öncelikle suça konu Özalan Beldesi Obayeri mevkiinde bulunan ve davaya konu tel örgülerle çevrili olan arazinin fiili taksim sonucu kimin kullanımında olduğunun yerinde yapılacak keşifte dinlenecek mahalli bilirkişi veya tanık anlatımları ve bilirkişi incelemesi ile saptandıktan sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik soruşturma ve yazılı gerekçe ile sanıkların mahkumiyetlerine karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.