Tebliğname No : 3 - 2013/253132MAHKEMESİ : Fatih 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 09/05/2011NUMARASI : 2008/386 (E) ve 2011/399 (K)SUÇ : Mala zarar verme, yaralamaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz Konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Somut olayda, sanığın, eşinin sevgilisi olan katılanın evine gittiği ve burada katılanın evinin kapısına zarar vererek içeri girip katılanı basit tıbbi müdahale ile iyileşecek şekilde yaraladığı şeklinde gerçekleşen eyleminin mala zarar verme ve yaralama suçlarını oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1)5271 sayılı CMK'nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken, aynı maddenin 6. fıkrası gereğince "Sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda bir kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilip giderilmediği" hususlarını irdeleyen gerekçeye dayandırılması ve CMK'nın 231. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda cezanın ertelenmesi konusundan önce karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,2) Sanığın sabıkasının bulunmaması nedeniyle 30 günden az hapis cezalarının TCK'nın 50/1. maddesinde yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinde zorunluluk bulunduğunun gözetilmemesi,3) Sanık hakkında haksız tahrik nedeniyle cezasından indirim yapıldığında uygulanan yasa maddesinin gösterilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, 27/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.